• Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
29/12/2011

Evde Aile Yemeği- Ev Partisinde Yemek Evdeki parti için yemeği siz hazırlıyorsanız; öncelikle ağzınıza şekersiz bir sakız atmayı unutmamanızı öneririm. 🙂 Çoğumuz yemek yaparken en lezzetlisine ulaşmak için, yemeklerden minik tadımlar yaparız, ancak bu gecenin özel bir gece olduğunu göz önünde bulundurursak yapacağımız çeşit de artacak dolayısıyla tadım yaptığımız yemek miktarı da o oranda artacaktır, bu durumda daha gece başlamadan gereksiz kalorilerle dolmuş olursunuz. Yeni yılı evde karşılayacaklar için Altın Öneriler; Kendinizi iyi hissettirecek yemek seçimleri yapın ve yemeğe çok aç oturmamaya özen gösterin. Bu durumda “yağsız protein ve kompleks karbonhidratlar” imdadınıza yetişip, kurtarıcınız olacaktır. Örneğin; ince dilimlenmiş yağsız peynir ve grisini, diyet kraker ile sütlü kahve veya 1-2 adet kuru meyve ile 10 fındık/badem iyi seçimlerdir. Yemek öncesi salata ve zeytinyağlı/ızgara sebze ile başlangıç yapılabilir ana yemek olarak yılbaşının vazgeçilmezi hindi eti iyi bir seçimdir. Yanında kestaneli pilav tercihiniz varsa ekmek ve püre yememenizi ve çorba içmemenizi öneririm. Yılbaşı tatlısı olarak cevizli...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
28/12/2011

Besinlerin duygularımız üzerindeki gücü Enerjinizi arttırmak için; az yağlı süt, yoğurt ve peynir gibi protein kaynaklı besinler ile C vitamini kaynağı nar, mandalina, portakal tüketmeye özen gösterin. Çekingenliğinizden kurtulmak için; haftada en az 2-3 gün balık tüketmeye çalışın. Mercimek, nohut, börülce, kuru fasulye ve bulgur gibi kurubaklagil tüketimini de artırın. Yorgunluk hissiyle baş etmek için; C vitamininden zengin taze meyve ve sebzelere yönelin. Kivi, portakal, çilek, kuşburnu, yeşilbiber ve havuç gibi sebze ve meyveleri tüketerek yorgunluk hissinin azalmasında yardımcı olabilirsiniz. Öfke kontrolü yapabilmek için; kahve tüketiminizi azaltın. Kırmızı et tüketiminizi dengeleyip, günlük fındık, fıstık, ceviz gibi yağlı tohum tüketimini arttırın. Karbonhidratlar (kabuksuz pirinç,  tam tahıllı çavdar ekmeği, tam buğday ekmeği, patates, buğday makarnası) da kendinizi daha sakin hissetmenizi sağlar. Kaygı durumunu üzerinizden atmak için; günlük içilen su miktarınızı 3 litreye çıkarmalısınız. Çorba, komposto veya taze meyve/sebze suları içerek de sıvı alımınızı desteklemelisiniz. Tam buğday ekmeği, makarna, kraker, pirinç gibi karbonhidratlı besinler tercih edebilirsiniz. Stresi kontrol...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
28/12/2011

Yeni karşılanacak olan seneye hep farklı anlamlar ve amaçlar yüklenir. Kendimize, çevremize, işimize, arkadaşlarımıza, ailemize dair birçok şey vardır aklımızda. Neleri değiştirmek istediğimizi, neleri yapmak istediğimizi, neleri artık yapmak istemediğimizi düşünürüz. Yeni yılın hedefleri tek tek belirleriz. Zaman zaman hedeflerden şaşılsa da veya kısa sürede unutulup vazgeçilse de yeni bir yıla başlarken kişiye geleceğe dair umut sağlamış ve motive etmiş olurlar. Hedeflerimize sadık kalabilmemiz için, en başta gelen, bu hedefe ne derecede ulaşmak istediğimizdir. Yeni yıl kararlarınızı belirlerken, işte bu öncelik sıranız ve neyi, ne kadar çok istediğiniz epeyce önemli rol oynar. Daha pozitif, daha fit, daha canlı, daha sağlıklı, daha sevgi dolu, daha başarılı, daha zengin… bir ben. Hangi ‘BEN’ sizin için daha öncelikli ise yeni yıl hedeflerinizi bu akışa göre düzenleyebilirsiniz. Hayal gücünüze izin verin. İlla çok büyük veya çok küçük hedefler seçmek zorunda değilsiniz. Örneğin daha fit olmak istiyorsanız, bir beslenme uzmanından yardım olabilir ve spor salonuna...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
28/12/2011

İyi Yaşam Günlüğü, 6 yaşında! İlk defa kullanıyorsanız, sizde aramıza hoş geldiniz… İyi Yaşam Günlüğünüz, 2012 yılı boyunca size her gün rehberlik etmeyi, merak ettiğiniz bir besinin kalorisini veya bazı aktiviteler ile ne kadar kalori harcadığınızı hesaplama fırsatı verirken, 13 farklı konuda daha fazla bilgi sahibi olarak, sizin kendi amacınıza ulaşmanıza yardımcı olmayı hedefliyor. Diyette başarılı olmak için bireyin kendi motivasyonunu bulmasının çok önemli olduğuna inanıyorum. Günlüğünüze, her gün kendiniz için neler yaptığınızı not edin ve yeni hafta hedeflerini oluştururken gerçekçi olmaya çaba gösterin. Küçük aksamalar, iniş-çıkışlar her zaman yaşanabilir, kabul edin ve pozitif düşünmeye çalışın. Duygusal açlıkla baş etmek için yediklerinizi kaydetmek en başarılı yöntemlerden biridir. Günlüğünüze, ne zaman ve ne yediğinizle beraber, yememeniz gereken bir şey yediğinizdeki duygunuzu da mutlaka yazın çünkü sadece bedeni beslemek tam sağlık, huzur ve mutluluk için yetmiyor. Zihnen ve ruhen de beslenmek çok önemli. Kabul ediyorum, yeni alışkanlıklara geçmek her zaman kolay olmayabilir....

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
14/12/2011

Yeme bozuklukları giderek artan bir sorun olmakla birlikte, en sık karşılaşılan yeme bozuklukları; anoreksia ve bulimiadir. Anoreksia; kendi kendini aç bırakma durumudur. Bulimia ise fazla miktarlarda yemek yendikten sonra pişmanlık hissedip, kusma ile besinlerin çıkarması durumudur. Genelde aneroksiya veya bulimia, kızlarda daha sık görülür. Konu ile ilgili yapılmış olan güncel bir çalışmayı sizlerle paylaşmak istiyorum: 3 yaşındaki kızlar, şimdiden zayıf olmak düşüncesindeler. Yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre; özellikle kızlar, şişman oyuncaklarla oynamayı red edip, onun yerine zayıflığı, güzelliği ve fit vücudu simgeleyen barbilerle oynamayı tercih ediyorlar. Sonuçlar, zayıflık baskısının çocuklarda yeme bozukluklarına yol açtığını ve depresyona girdiklerini göstermekte ve negatif algı olarak kilolu insanların iyi olmadıklarını düşünüyorlar ve kiloya bağlı olarak arkadaşlarıyla “alay etme“ ortaya çıkabiliyor. Okulöncesi Çocuklar Zayıf Olmak İstiyor 55 okulöncesi kız çocuğu üzerinde yapılan çalışmanın ön taslakları incelendiğinde, kızların hepsinin zayıf olmayı istedikleri görülmüştür. Sonuçlar tüm popülasyona genellenemez ancak ülkemizde de aynı durumun söz konusu olduğu görülmektedir. Zayıflığa özenme, hedefe...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
04/10/2011

Çoğumuz her zaman olmasa da, bazı durumlarda uykusuz kalırız. Evde ya da işte yaşanan zorluklar, hamilelik dönemi, yakın ilişkiler, yaşanan hastalıklar ya da kayıplardan dolayı geceleri uyuyamadığımız olur. Bunlar yaşadığımız geçici ve bazı durumlardan ötürü yaşanan uykusuzluklardır. Bir de, bu geçici uyku sorununun daha sonradan uzun süre görülen uykusuzluk olarak kendisini gösterdiği de olur. İşte o zaman, kişinin tüm bedensel düzeni değişmiş olur. Uyku Bozuklukları Nelerdir? Uyku sorunları birçok farklı şekilde gözlenir. Bunları dört gruba ayırmak mümkün. Uykusuzluk (insomnia): Uykuya dalmakta, uykuyu sürdürmede güçlük ya da uyuduğu halde yeterince uyumamış gibi yorgun hissetme şeklinde görülür. Kişi saatlerce uykuya dalamaz, dalsa bile uykusu sık sık bölünür ya da sabah çok erken uyanır ve tekrar uyuyamaz. Aşırı Uyku (hipersomni): Geceleri normal süre uyunduğu halde gündüzleri uyku halinin sürmesidir. Kişinin günlük yaşamını aksatan bir boyuttadır. Narkolepsi: Kişi herhangi bir anda, örneğin mektup yazarken, araba kullanırken, ya da insanlarla konuşurken uykuya dalabilir. Böyle bir...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
03/08/2011

Geçen ayki yazımda, kilo vermeye karar verirken, bedenin değil, aslında zihnin etkili olduğundan bahsetmiştim. Bu zihinsel süreçte etkili olan faktörlere değinmiştim. Bunlar, kendilik imajı, zihin-beden baskınlığı, etkin hissetme duygularıydı. Peki, bu etkili olan faktörleri, kilo vermeye karar vermede etkin bir şekilde nasıl kullanıyoruz? Bu ay da, bu konuya değineceğim. Bütün bu kavramlar bizim kendimizi daha ince, daha fit ve daha çekici olma isteğimiz için nasıl yardımcı olabilir? Kendilik imajımızı ve diğer insanlara nasıl göründüğümüzü inceleyerek başlarız. Çok nadir olmak üzere, diğer insanlara “Sence ben şişmanlıyor muyum?” diye sormak işe yarar, eğer ki bu sorduğunuz kişi dürüst bir arkadaşınız ya da güvendiğiniz bir arkadaşınızsa. Çoğumuz, diğerlerinin duygularını anlamaya çalışmak ile eğitilmişiz ve böylece bazen kibar olmak adına doğruları söylemiyor olabiliyoruz. Belli başlı şeylere odaklanmak daha iyi geribildirim almanızı sağlar. Herkese aldığınız bir ders için anket doldurduğunuzu söyleyin. Her arkadaşınıza ya da çalışma arkadaşınıza bir sayfalık anket verin ve sizin fiziksel görüntünüzü...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
03/08/2011

Diyet yapma fikri erkeklerde giderek yaygınlaşmakta. Erkeklerde ergenlik döneminin sona ermesiyle birlikte, durağan çalışma hayatına geçiş, yoğun çalışma saatlerini takip eden hareketsizlik, sağlıksız ve düzensiz beslenme, özellikle sebze ve salatadan az, proteinden zengin ve pratik olması açısından fast-food tarzı beslenme alışkanlıkları, hızlı kilo alımını beraberinde getiriyor. Bu tarz beslenme devam ederse, özellikle 30lu ve 40lı yaşlarda kilo alma süreci hız kazanıyor. Bununla birlikte, bir süre sonra hem sağlık açısından hem de fiziksel görüntü olarak telaşa kapılan erkekler, genellikle internet-gazete ve dergilerden ulaştıkları çok düşük kalorili diyetlerle, gereğinden fazla egzersizle veya yanlış bilgilerle kilo vermeye çalışıyorlar. Nerede yanlış yapıyorum? Erkek metabolizması kadın metabolizmasına göre daha fazla çalıştığından dolayı daha fazla besine ihtiyaç duyar ancak bu konuda yeterli bilgiye sahip olmayan erkekler, bayanlar için hazırlanmış programları uygulamaya çalışabilir ve bunun devamında kas kaybetmeleri ve metabolizma hızlarını yavaşlatmaları söz konusu olabilir. Bu da uzun dönemde çok daha fazla kilo almaya sebep olmaktadır. Doğru...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
12/07/2011

Tatil her zaman heyecan vericidir, hepimizin kışın geçirdiğimiz yoğun çalışma temposuna mola vermesi ve bedenimizi, ruhumuzu kısaca bir bütün olarak dinlendirip, yeniden şarj olması önemlidir. Tatillerde genelde fast food gibi yüksek kalorili ancak oldukça pratik yiyecekler ön planda ve egzersiz arka planda kalır ve biz böylece tatili kutlarız. Kendimizi ödüllendirdiğimizi ve bunu hak ettiğimizi düşünürüz. Bol bol yemek ve içmeye kendimizi veririz. Ya Sonra? Tatil döneminde kilo vermek, birçoğumuzun isteği olmakla birlikte, ben tatil döneminde kilo vermek yerine kiloyu muhafaza etmeyi öneriyorum. Tatil duygusunun verdiği rahatlık çoğu zaman beslenmemize de yansımakta ve hem yemek hem de alkol tüketiminde fazlaya kaçılabilmekteyiz. Aynı zamanda, sıcak havanın verdiği rehavet duygusu nedeniyle genelde yapılan egzersizler aksamakta sadece yarım saatlik yüzme yeterli olmamaktadır. Özellikle kilo almak istemiyorsanız, yazlık mekanlarda hızlı ve pratik olarak ulaşabileceğimiz yiyecekler olan; makarna, pizza, hamburger ve kızarmış patates tüketiminde dikkatli olunmalıdır. Karbonhidratı daha az tüketip, uzun yaz günlerinde sizi daha uzun süre...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
12/07/2011

Birçok sebepten dolayı kilo vermeye karar veririz: görüntümüzden memnun olmadığımız için, seçtiğimiz kıyafetlerin güzel durmamasından, sağlığımız tehlikede olduğundan, yakınlarımız istediği için, ya da işimiz tehlikede olduğu için. Kilo verme sürecine aslında sadece bedenimiz dahilmiş gibi düşünürüz; ancak hiç kimse şişman bir beyinden ya da şişkin bir zihinden dolayı kilo vermeye karar vermez. Ancak, “karar vermek” zihinsel bir işlevdir. Ne zaman ve neden böyle bir karar verdiğimiz de, zihnimize bağlıdır, bedenimize değil. Bu kararı, hayal ettiğimizden birkaç kilo fazla olduğumuzda düşünürüz, ya da çok fazla kilo alıp artık obezite sınırlarına ulaştığımızda. Bedenin gerçek ölçütleri, kilo verme kararını tetiklemiyor, böyle bir seçim ancak beyin tarafında yapılıyor. Bir diyet programına başlamak ve devam ettirmek aslında zihinsel bir süreç, önemli olan bu alınan kararı tetikleyebilecek faktörleri keşfetmektir.  1. Kendilik İmajı  Her birimizin iki yönlü imajı vardır: dünyaya çevirdiğimiz yüzümüz ve nasıl göründüğümüze dair içsel dünyamızdaki fikrimiz. Diğerleri tarafından çekici bulunmak için kıyafetlerimize özen göstererek...