
Teff tohumu hakkında sosyal medyadan çok soru aldım, zayıflattığına dair dijital ortamda pek çok söylenti var. Her zayıflama vaadine lütfen inanmayın. Hiçbir besin tek başına kilo verdirmez ve hiçbir besinde kilo almanın tek suçlusu olamaz Teff çayı mucize gibi düşünülmesin, teff bir tahıl tanesi ve kullanımı bu yönde, çay olarak reklamı çok yapılsa da bahsedilen çayın içeriğine baktığımızda teff dışında pek çok ilave var Teff, lif, aminoasit ve protein içerir, gluten içermez karabuğday ve kinoadan çok da farklı değildir. Teff tahıl ve un olarak daha yoğun kullanılıyor ve zor şartlara daha dayanıklı. Teffin diğer tahıllara göre demir içeriği daha yüksektir. Ancak teff tohumu çayından bahsediyorsak böyle bir durum söz konusu değildir. Teff’in Afrika’dan geliyor olması, ekosistem ve sürdürülebilir beslenme adına dünyamıza zarar veriyor. Eğer glutene karşı bir hassasiyetiniz yoksa bizim bulgurumuz hepimiz için ideal.

Hayatımız geçmişte tekrar tekrar yaptığımız eylem ve düşüncelerin toplamından oluşur. Journal of Personality’de yayınlanmış bir çalışmaya göre verdiğimiz kararların %45’inden fazlası gerçek kararlar değil, alışkanlıklarla veriliyor. Ve alışkanlıklar otomatik hale gelmediği sürece vazgeçiliyor. Bir alışkanlığı değiştirmek ise her zaman zor bir süreçtir ve çaba ister. Çünkü birey yıllardır içinde bulunduğu rahatlık alanının dışına çıkmak zorundadır. Bu cümlem sizi şaşırtacak olabilir ama yapılan çalışmalar bir alışkanlığın gelişmesi için gerekli sürenin çok farklı olabileceğini ve bu sürenin 18 ile 254 gün arasında değişebileceğini söylüyor. Daha önce hiç hayatınızda bazı şeyleri değiştirmek istediniz mi? İstediyseniz bu süreç size neler hissettirdi? Başarısızlık korkusu, risk alma korkusu bunlardan bazıları olabilir. Kısacası yaşam tarzı değişikliği 1 adımda gerçekleşmez. Bu sürecin temelinde yatan kritik bir varsayım, bu sürecin bir adımda değil ama belirgin ve önceden kestirilebilen aşamalar dizisinden geçerek gerçekleşebileceği. Sizin de hangi değişim aşamasında olduğunuzun farkına varmanız, başarınıza yardımcı olabilir. Değişimin 5 aşamasını biraz da beslenmeyle...

Seyahatler çoğu zaman yeme düzenimizin değişmesi anlamına gelir. Yolculuk sırasında paketli yiyecekleri tüketmek, sıvı tüketiminin azalması, seyahat ettiğimiz bölgelerde yeme düzeninin ve besin çeşitliliğin farklı olması sindirim sorunlarına yol açabilir. Sinirim sorunları hem kısa hem de uzun vadede yaşam kalitemizi oldukça etkiler. Seyahatler sırasında karşılaşabileceğimiz sindirim sorunları nelerdir? Bağırsaklarımızda yerleşmiş, çoğunluğu yararlı işlevlere sahip mikroorganizmalar topluluğuna “mikrobiyota” denir. Mikrobiyotamızda iyi ve kötü bakteriler bir arada yaşarlar. Kötü bakterilerin, orobiyotik olarak adlandırdığımız iyi bakterilere oranla daha fazla olması disbiyosiz yani bozulmuş bağırsak florası olarak adlandırılır. İşte bu durum, özellikle de seyahatlerde değişen beslenme tarzıyla ortaya çıkar ve şişkinlik, kabızlık, ishal gibi sindirim problemlerine yol açabilir. Seyahat sırasında bağırsak sağlığını korumak için neler yapabiliriz? Bağırsaklarımızdaki mikrobiyotanın dengesini koruyup düzelterek sağlığımıza destek olan canlı mikroorganizmalara “probiyotik” denir. Özellikle seyahat dönemlerinde probiyotiklerin önemi daha da ortaya çıkıyor. Seyahat öncesi mikrobiyotanın hazırlanması ve seyahat sırasında desteklenmesi sindirim sorunlarına engel olabilir. Çünkü probiyotikler bağırsaklarda bozulan dengenin...

Kilo vermek için aldığımızdan daha fazla kalori yakmamız gerektiğini biliyoruz. Peki bu kalorilerin nereden geldiği neden önemli? Bütün kaloriler birbirine eşit değil mi? Teknik olarak bakıldığında 1 kalori, 1 kaloridir. Yani gün içinde almanız gereken bütün kaloriyi isterseniz birkaç dilim çikolatalı pastadan, isterseniz de farklı şeylerden karşılayabilirsiniz. Fakat vücudumuz bu kadar basit çalışmıyor yani, aldığınız kaloriler kadar kalorilerin nereden geldiğini de önemsiyor. Fizyolojik olarak bakıldığında, aldığınız kalorilerin sebzeden mi yoksa şekerden mi geldiği fark ediyor. Çünkü midenizde 100 kalorilik sebze veya 100 kalorilik şeker eşit yer kaplamıyor. Midemiz boşken, açlık hissinin sorumlusu, yemek yemeyi tetikleyen hormon ghrelin salgılanır. Karnımız doyduğunda ise ghrelin hormonu azalmaya başlar. Bir diğer hormon olan leptin ise,“doydum, bu” dedirten ve açlığımızı bastırarak beynimize daha fazla yememesi gerektiği mesajını ileten hormondur. Eğer aynı kaloride düşük hacimli yiyecekler tüketirseniz tokluk hissi yaratan hormon devreye giremez/geç girer ve hep aç hissedersiniz. Bu da yeterli kalorileri almış...

Mutluluk çeşitli hallerde gelebilir ve bazen tanımlamak zor olabilir. Ben genellikle iyi yaşam ve sağlıkla birleştiriyorum. Sağlıklı olmanın, hem fiziksel hem de ruhsal olarak iyilik hali olduğunu düşünürsek sağlıklı olabilmek için de mutlu olmak gerektiğini tahmin ederiz. Peki günlük hayatınızda siz ne kadar mutlusunuz veya mutlu olmak için neler yapıyorsunuz? Sizler için mutlu insanların 5 özelliğini özetledim Hayatın küçük zevklerini kaçırmıyorlar ve acele etmiyorlar: Hayat hepimiz için dönem önem monotonlaşır. Bir bakıma bir bazı rutinlerin olması iyidir, bizleri ek efordan kurtarır ama bu hayatın küçük zevklerini kaçırmamız anlamına gelmez. Mutlu insanlar küçük şeylerle mutlu olmayı bilirler ve hayatı aceleye getirmezler. Bunu kilo verme serüveninizde de kendinize uyarlayabilirsiniz. Eğer acele edip, hızlı kilo vermeye çalışırsanız ve kendinize ulaşması imkansız hedefler koyarsanız kısa süre sonra başarısız ve sonrasında mutsuz olabilirsiniz. Daha mutlu olmak için emin ve yavaş adımlarla ilerleyin ve küçük şeylerin değerini bilin. Baharda çiçekleri koklamak, dostlarla güzel bir sohbet,...

11 ayın sultanı Ramazan geldi. Uzun saatler aç kaldığımız, beslenme düzenimizin oldukça değiştiği bu dönemde dengeli beslenmek çok daha büyük önem taşıyor. Normal günlerde, herhangi bir öğünde eksik aldığımız bir besin ögesini gün içinde ara öğünlerde veya diğer ana öğünlerde tamamlama fırsatımız oluyor. Ama ramazan ayında öğün sayımız sınırlanıyor. Dengeli beslenme her zaman çok önemli ama özellikle Ramazan ayında daha enerjik ve sağlıklı olabilmek için düzenli ve dengeli beslenme çok büyük önem taşıyor. İşte ramazanda sağlıklı beslenmenin 10 ip ucu; Ramazanda öğünlerinizi genel olarak sahur, İftar ve Ara Öğün şeklinde düzenleyebilirsiniz. Böylece gün içinde almanız gereken besin ögelerini 3 öğüne bölmüş ve tek bir öğüne yüklenmemiş olursunuz. Sahura kalkmayı alışkanlık haline getirmek yapılacak en doğru davranıştır, bu şekilde hem açlık süreniz azalır hem de metabolizma hızınızı korumuş olursunuz. Sahurda yemek olarak da çorba, az yağla yapılmış zeytinyağlı yemekler veya hafif kahvaltılardan birisini seçmek en doğrusu olacaktır. Ayrıca...

Şekersiz beslenmeye olan ilginin artması hurmanın hayatımıza daha çok girmesine neden oldu. Peki nedir bu hurmanın faydaları? Rafine şekeri mümkün olduğunca azaltmak ve mümkünse tüketmemek gerektiğini biliyoruz. Ama şekerin verdiği o tatlı tattan da vazgeçemiyoruz. Eğer vazgeçmek istediğiniz bir alışkanlığınız varsa onun yerine koyacağınız şeye karar verirseniz işiniz çok daha kolaylaşır ve kalıcı alışkanlıklar edinebilirsiniz. Ben de şekeri azaltmak ve bırakmak isteyen danışanlarıma genellikle yerini kuru, taze meyvelerle, tarçınla doldurmaları gerektiğini söylüyorum. Ve bunlarla oldukça farklı tarifler hazırlayarak aslında rafine şekersiz kurabiyelerin, keklerin de çok rahat tüketilebileceğini ve tatlı isteğini bastırabileceğini onlara göstermeye çalışıyorum. Şeker yerine en çok kullandığım kuru meyvelerden biri de hurma. Hurmayı çok farklı şekillerde tariflerime ekleyebiliyorum. Sıcak suda bekletip, kabuklarını soyup, çekirdeğini çıkardıktan sonra blenderdan geçiriyorum ve bir hurma şurubu elde ediyorum. Bu hurma şurubunu tatlı tat istediğim bütün tariflerde kullanabiliyorum. Hurma lif içeriği yüksek besinlerden biridir, yani bağırsak sağlığı için de destekleyicidir. Potasyum, magnezyum,...

Bahar ayları geldiği zaman herkeste yaza daha güzel bir vücutla, daha hafif girme telaşı başlıyor. Oysa bu telaşa hiç gerek yok, hayatınızda kalıcı değişiklikler yaratırsanız sürekli bu telaşı yaşıyor olmazsınız. Bu yüzden bu baharda hedefiniz bu alışkanlıkları kalıcı hale getirmek olsun, her bahar söylerim diyetin mevsimi olmaz. Kilo vermenizi destekleyecek küçük değişiklikleri hayatınızın bir parçası haline getirin ve her sene bu stresi yaşamayın. Yeme hızınızı yavaşlatın Tabağınızdakileri hızlı yerseniz beyninize ‘doydum’ sinyali geç gidecek ve bu da daha çok yemenize sebep olacaktır. Her lokmadan sonra elinizdeki çatal bıçağı bırakın, arkadaşlarınızla birlikteyseniz sohbete katılı. Sıvı Kalorileri Önemseyin Kilo verme sürecinde asıl tuzak aldığınız sıvılarda olabilir. Şekerli ve kremalı bir kahveden gün içinde fark etmeden fazladan kalori alıyor olabilirsiniz. Yediklerinizin yanında içtiklerinizin de farkına varın. Duygusal açlığın farkına varın Bazen fazla kilolarımızın suçlusu duygularımız olabiliyor. Gerçek açlıkla karışan duygusal açlık tatlı krizlerinin, yeme ataklarının sebebi olabiliyor. Gerçekten aç olup olmadığınızı anlamak...

Kuru baklagillerin kilo kaybına yardımcı olduğunu biliyor muydunuz? Peki haftada kaç gün baklagil tüketiyorsunuz? Konu kilo verme ve zayıflama olunca hep popüler besinler konuşuluyor ama bu konuda geleneksel besinlerin de hakkını yememek lazım. İşte tam bu noktada kuru baklagillerin kilo kaybına etkileriyle ilgili okuduğum araştırmaları sizinle paylaşmak istedim; American Journal Of Clinical Nutrition’da yayımlanan bir çalışmaya göre günde 1 porsiyon bezelye, fasulye, nohut veya mercimek gibi kuru baklagil tüketimi kilo kaybına yardımcı olabilir. 21 klinik çalışmanın meta analizine göre; 940 yetişkin kadın ve erkek her gün beslenmelerine 1 porsiyon baklagil ilave ediyorlar. Diyetlerinde diğer besinleri azaltmak için başka hiçbir çaba harcamadan 6 hafta sonunda ortalama 340 gram kilo kaybediyorlar. Bu rakam ilk bakışta küçük görünebilir ama senede yaklaşık 3 kiloya denk geliyor. Bir başka çalışma da baklagil tüketenlerin bir sonraki öğünde daha az kalori aldığını ortaya koyuyor. Geçtiğimiz yıl Journal Food& Nutrition ‘da yayımlanan, Kopenhag Üniversitesi Beslenme, Egzersiz ve...
Gün içinde bazı saatlerde birçoğumuz bir şeyler atıştırma isteği duyuyoruz. Bu dönemlerde tükettiğimiz besinler kısa vadede gün içindeki enerjimizi, uzun vadede de sağlığımızı etkiliyor. Ara öğünde almanız gereken kalori miktarı günlük enerji ihtiyacınıza göre değişir, ama genel olarak kadınlar için 100 ila 150 kalori, erkekler için yaklaşık 150- 200 kalori gibi düşünülebilir. Elbette burada sadece kaloriye odaklanmamak gerekiyor. Çünkü, sağlıklı ve ideal bir atıştırmalık, kendinizi iyi hissetmenize yardımcı olmalı ve enerjinizi desteklemeli. Bunun için de yeterli miktarda protein, lif ve kompleks karbonhidrat içermeli. Tek başına karbonhidrat içeren besinler hızlı acıkmanıza ve sonrasında tekrar yeme isteği uyanmasına neden olabilir. ARTIRIN Dilimlenmiş sebzeler ve dip soslar; dilimlenmiş havuç, salatalık gibi sebzeleri, dip soslara batırarak tüketmek hem eğlenceli hem de besleyici olabilir. dip sos için nohutla hazırladığınız humus ya da hardal ve labne peynir veya süzme yoğurt ile baharatlar tercih edebilirsiniz. Yulaf ezmesi; sadece kahvaltıda değil, ara öğünlerde de iyi bir seçenek...