
Vücudumuz gerekli olan enerjiyi karbonhidrat, protein ve yağ denen 3 makro besin ögesinden sağlar. Aldığımız günlük enerji bu 3 besin öğesi arasında bölünür. Birçok diyet programının temeli de kalori kısıtlamasının yanı sıra bu makro besin ögelerinin dağılımına dayanır. Proteinler vücuttaki yapım ve onarım olaylarından hormonal dengeye, maddelerin taşınmasından enzimlerin çalışabilmesine kadar birçok noktada görev alıyor. Durum böyle olunca diyette alınan protein miktarı da önemli hale geliyor. Yüksek Proteinli Diyetler Nelerdir? Protein diyeti de adından da anlaşılabileceği gibi karbonhidrat tüketiminin azaltılması ve günlük enerjinin daha büyük çoğunluğunun proteinlerden karşılanması hedefine dayanıyor. Bu diyet programında protein içeren besinlerin sindirimi için harcanan enerjinin yüksek olmasından faydalanılıyor. Yağ ve karbonhidratların besinlerin sindirimi için harcadıkları enerji %7 ‘yken bu oran proteinler için %30 ‘dur. Proteinlerin sindirimi uzun sürdüğü için tok tutmaya da yardımcı oluyor. Dolayısıyla yüksek proteinli diyet, genellikle kas kazanmayı ve hızlı kilo vermeyi amaçlayanların tercih ettiği bir diyet programı. Proteini yüksek diyetler daha...

“DASH” diyetini eminim daha önce duymuşsunuzdur. Peki ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Uzun yazılışı Dietary Approaches to Stop Hypertension olan ve kısaltılarak DASH olarak adlandırılan bu beslenme programı aslında Hipertansiyonu Durdurmak İçin Beslenme Yaklaşımları (HDBY) anlamına geliyor. Dash diyeti, ilaç kullanmadan yüksek tansiyon problemini tedavi etmek için geliştirilmiş olan bir beslenme planı. Bu beslenme planında kan basıncını düşürmek için glisemik indeksi düşük tam tahıllar, süt ve süt ürünleri, sebze ve meyveler, protein kaynağı olarak da kümes hayvanları ve balık tercih ediliyor. Dash diyeti ile kalp ve damar sağlığını korumak amaçlanıyor. Bu diyetin yüksek tansiyon ve diyabetle mücadelede de önemli rol oynadığını ve Amerika Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından da desteklendiğini hatırlatmak istiyorum. Journal of the American College of Cardiology’de yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, gıdalara daha düşük sıklıkta ek tuz eklenmesi kalp hastalığı, kalp yetmezliği ve iskemik kalp hastalığı riskinde azalmaya katkı sağlıyor. Dash diyeti uygulayanlar arasında bile, tuz tüketimini azaltmak için...

Bağırsaklarımızdaki galaksi terimini daha önce duydunuz mu? Vücudumuzda yaklaşık 1,5-2 kg bakteri yaşıyor. Elbette bunların bazıları faydalıyken bazıları da zararlı. Sağlıklı bir kişinin mikrobiyotasında faydalı ve zararlı bakterilerin denge içerisinde olmasını bekliyoruz. Soluduğumuz havayla, içtiğimiz suyla ve daha birçok etken ile vücudumuza zararlı kimyasalları alıyoruz ve mikrobiyotanın dengesini bozuyoruz. Zararlı bakterilerin sayısının faydalılara göre artması birçok hastalığı ve sağlık sorununu beraberinde getiriyor. Peki bütün bunlara karşı ne yapabiliriz derseniz, aslında temel hedef sindirim yolunu boylu boyunca kaplayan bu bakteri tabakasını güçlendirmek. İşte GAPS diyetinin temel amacı da bu; mikrobiyotayı korumak ve güçlendirmek. Gaps Diyeti Nasıl Yapılır? Bağırsak sağlığını korumanın yolu mutfağınıza aldığınız besinlerden geçiyor. Gaps diyetini uygularken probiyotik besinlere yer vermeniz önemli ancak probiyotiklerin beslenmesi için prebiyotik besinleri de beslenme planınıza dahil etmeniz gerekiyor. Gaps diyetini uygulamaya karar verdiğinizde uzun bir süreç sizi bekliyor. Bağırsak duvarınızın iyileşmesi yaklaşık 1 yıl sürebiliyor, bu süreç duruma göre uzayabiliyor. Gaps diyeti temel olarak, 3 aşamadan...

Taş devri diyeti, yaklaşık 10.000 yıl öncesindeki insanların beslenme stillerini savunur. Bu diyetin temelinde az işlem görmüş veya hiç işlem görmemiş besinleri tüketmek yatar. Bunun yanında her diyette olduğu gibi bu diyette de tüketilmesi ve tüketilmemesi gereken besin grupları var. Et ve et ürünleri temel protein kaynağı olarak tüketilirken süt ve süt ürünleri grubu beslenme düzenine dahil edilmiyor. Sebze meyve tüketiminde herhangi bir kısıtlama yokken tahıl grubu yasaklı besinler arasında yer alıyor. 3 beyaz olarak adlandırılan un, tuz ve şeker ise tamamen kısıtlanıyor. Taş Devri Diyeti Nasıl Yapılır? Taş devri (paleo) diyetini, avcılık-toplayıcılık ilkesine uygun düşük karbonhidrat içeriğine sahip beslenme planı olarak tanımlayabiliriz. Bu beslenme planını uygulayacaksanız ilk yapmanız gereken işlenmiş hazır gıdalardan mümkün olduğunca uzak durmak. Taş devri (paleo) diyetinin temelinde et tüketimi yer alıyor. Bunun yanı sıra tüm besin gruplarına odaklanmak da büyük önem taşıyor. Paleo diyetinde çiğ besinlerin tüketimi de oldukça önemli. Bunlarla birlikte besinlerin doğal haliyle tüketilmesine...

İnflamasyon Nedir? Neden Olur? İlk duyduğunuzda kötü bir şeymiş gibi görünse de inflamasyon aslında vücudumuzun kendisini enfeksiyon, hastalık veya yaralanmadan korumak için verdiği bir tepkidir. Vücutta her şeyin fazlasının olduğu gibi inflamasyonun da fazlası zarardır ve uzun süren inflamasyon şeker hastalığı, kalp hastalığı, yağlı karaciğer hastalığı ve kanser gibi birçok hastalığa sebep olabilir. Stres, değişen beslenme ve yaşam tarzı, egzersizin azalması gibi birçok faktör burada rol oynar. Bunun yanı sıra inflamasyon karşıtı bir beslenme şekli de inflamasyonun azalmasına destek olur. İnflamasyonum Olduğunu Nasıl Anlarım? Akut (kısa süreli) inflamasyonun klasik bulguları kızarıklık, ağrı, ısı ve şişme gibi tepkilerdir. Fakat kronik (uzun süreli) inflamasyon genellikle sessizdir ve kızarıklık, ağrı, ödem gibi gözle görülür herhangi bir belirti vermeden de ilerleyebilir. Uzun süren inflamasyon diyabet yani şeker hastalığı, kalp hastalığı, yağlı karaciğer ve kanser gibi birçok hastalığa sebep olabilir. Antiinflamatuar Diyeti Nedir? Etkileri Nelerdir? Anti-inflamatuar diyet, adından da anlaşıldığı gibi inflamasyonu azaltmaya yönelik oluşturulmuş...

Alkali beslenmenin arkasındaki teori; et, süt, şeker, kafein, alkol, yapay ve işlenmiş gıdaları tüketimini sınırlandırmak ve de daha fazla taze meyve ve sebze, kuru yemiş tüketerek vücudun pH seviyesini dengede tutmak. İlk başta kulağa hoş geliyor, bir de sonunda kilo vereceğiniz vaat edilince “denemeye değer” dediğinizi duyar gibiyim. Şimdi kararınızı bir kez daha gözden geçirmeniz için bu diyetin çok yönlü bir incelemesini yapalım. Meyve ve sebzeler alkali diyetin temelini oluşturuyor. Yaş ilerledikçe alkali beslenmenin yaralanma ve metabolizma üzerinde de olumlu etkileri olduğu düşünülüyor. Ancak ilgili çalışmaların yetersiz olduğunu hatırlatmakta fayda var. Alkali diyet uygulamak isteyenlerin dikkat etmesi gereken bir diğer nokta rafine şeker tüketmemek. Rafine şeker tüketiminin kalp sağlığından cilt sağlığına kadar birçok sağlık problemi üzerinde olumsuz etkileri olduğunu söylemek mümkün. Progress in Cardiovascular Diseases dergisinde yayımlanan bir çalışma, sadece birkaç hafta şekerden zengin bir diyet tüketmenin kardiyovasküler hastalığa sahip bireylerde yüksek toplam kolesterol, trigliseritler, LDL, okside LDL, ürik asit,...

Ketojenik Diyet Nedir? Nasıl Yapılır? Son yıllarda popülerliği artan ketojenik diyeti eminim siz de çokça duymuşsunuzdur. Peki ketojenik diyetin temelinin bir tedavi protokolü olduğunu biliyor muydunuz? Ketojenik diyet ilk olarak 1920’li yıllarda epilepsi tedavisi için günde 50 gram daha az karbonhidratlı beslenme şeklinde uygulanan bir tedavi protokolü olarak ortaya çıkmış. Bu beslenme planında karbonhidratların yerini yağlar alıyor ve beslenme düzeni, yüksek yağ, düşük karbonhidrat, orta derecede protein içerecek şekilde oluyor. Ketojenik diyet denince birçok kişinin aklına yüksek protein geliyor olabilir ama ketojenik diyet yüksek proteinli diyet demek değil. Ketojenik diyette karbonhidrat ve protein alımı sınırlı, hatta günlük karbonhidrat alımı 50 gramın altında ve bu durum vücutta keton cisimciklerinin oluşmasını sağlıyor. Oluşan keton cisimciklerinin enerji kaynağı olarak kullanılmasıyla yağ yakımı hedefleniyor. Ama dikkat ! Ketojenik diyet kontrollü uygulanmazsa ketosiz sebebiyle bazı yan etkiler görülebiliyor. İlk karşılaşılan ve fark edilen durum genellikle ağız kokusu oluyor, aşırı susama, idrar yapma ve dehidrasyon (sıvı...

IF (Intermittent Fasting) Diyeti Nedir? IF diyeti (Intermittent fasting) yani “Aralıklı oruç” kavramını daha önce sıklıkla duymuş, hatta bu beslenme düzenini uygulamış olabilirsiniz. Bu düzeni uygulayarak kilo verenlerin sayısı oldukça fazla, ancak her birey bu beslenme düzenine uyum sağlayamayabiliyor. IF (Intermittent Fasting) Diyeti Nasıl Yapılır? “Aralıklı oruç”, aslında bir diyet şekli değil daha çok beslenme düzeni. Hangi yiyecekleri yemeniz gerektiğini değil de onları ne zaman yemeniz gerektiğini planlıyor. Bu beslenme düzenini uygulamanız için aslında birden fazla yöntem var. Bunlar; 16/8 yöntemi: En çok kullanılan metotlardan biri olan 16/8 yöntemi gün içinde 16 saat aç kalmayı ve 8 saat yemek yemeyi tavsiye eder. Yani akşam 19.00 gibi yemeğinizi yediyseniz ertesi gün öğle 11’e kadar aç kalırsınız ve öğünlerinizi 11.00-19.00 arasında tüketecek gibi planlarsınız. Açlık süresince su, kahve, çay ve diğer kalorisiz içecekleri tüketebilirsiniz fakat şeker içermemesi önemli. Ayrıca besin takviyesi de alabilirsiniz. 10/14 yöntemi: Aralıklı oruç kadınlarda ve erkeklerde farklı etki...

Sizce doğaya zarar vermeden beslenmek mümkün mü? Bugün son yıllarda adından sıklıkla söz ettiren beslenme modeli klimataryen beslenmeden bahsetmek istiyorum. New York Times dergisinde yayınlanan tanımlamaya göre klimataryen beslenme, iklim krizini durdurmak ve hatta geri almak için uygulanan bir beslenme modeli. Bu beslenme programında her zaman desteklediğim yerel ürünlerin, karbon ve su ayak izi düşük olan besinlerin tüketimi anahtar noktalardan. İklim Dostu Beslenme Nedir? İklim dostu beslenme sera gazı salımını, hayvansal gıdaların tüketimini minimum seviyeye indirmeyi hedefleyen tavuk eti ve balık etini de sınırlı tüketimi öneren bir beslenme biçimidir. Yerel besinleri tüketmeyi teşvik eder. Sera gazı salınımı sadece üretimde değil nakliye paketlenme ve atık yolunda da karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla yerel besinleri tercih etmek, mevsiminde beslenmek, atık oluşturmamaya özen göstermek de iklim dostu beslenme düzeninin içinde. Klimataryen Nasıl Olunur? Yediklerinizi iklim değişikliğine göre seçiyor mevsiminde olan meyve ve sebzeleri tüketmeyi tercih ediyor, nakliye gibi nedenlerden dolayı oluşan sera gazı salımını önemsiyor,...

Tarihimizin en büyük yıkımlarından birine ülkece tanıklık ediyoruz. Ne yazık ki depremle birlikte evini, ailesini, sevdiklerini, hayallerini kaybedenler oldu, olan sadece binalara olmadı… Bizler de bu zor günlerde birlikte iyileşip ülke olarak yaralarımızı birlikte saracağız. Yaralarımızı sarmaya eğitim, bilim ve hakkaniyetten uzaklaşmadan, şefkat ve insanlıktan kopmadan, özümüze sarılarak devam edeceğiz. Dayanışma En Önemlisi Öncelikle depremzedelerimizin uzun dönem desteğe ihtiyacı olacağını hatırlayalım. Yapılacak yardımların da, sağlanan gıda ve ilaçların da sürdürülebilir olması gerekiyor. Çünkü ihtiyaçlar günden güne değişecek, bu noktada hepimize görev düşüyor. Hepimiz kendi alanlarımız ve uzmanlıklarımızda daha fazla fayda sağlayamaya devam edeceğiz. Bir beslenme uzmanı olarak beslenme ve gıda güvenliğinden, bölgedeki ihtiyaçlardan bahsetmeye çalışacağım. Afet Döneminde Beslenme Önerileri Afet öncesinde ve sonrasında birçok noktaya dikkat etmek gerekiyor; afet öncesinde aldığımız önlemler ve yaptığımız planlar, afet sonrasındaki aksiyonlarımızı kolaylaştırabiliyor. Olası büyük depremlerde yardım ekipleri ulaşana kadar acil ihtiyaçlarımızı ve hayatta kalmamızı kolaylaştıracak eşyaları koyabileceğimiz deprem çantaları önemli rol oynuyor. Örneğin...