Yaz yaklaşıyor. Herkesi bir telaş sardı. Kilo vermenin kolay yolları, yeni formüller, bölgesel zayıflama, hatta sihirli içecekler konuşuluyor. Sezon modası gibi her yıl yeni bir yöntem uydurulmaya çalışılıyor. Ne büyük hata, yıllardır söylüyorum: “Sağlıkta sezon olmaz!”
Maalesef beslenme bilimi, estetik tuzakların kıyısında sürekli dayak yiyor, biz bir avuç gerçek diyetisyen ve uzman, bu sahtecilikle baş etmeye çalışıyoruz.
Dilara KOÇAK, Bölgesel Zayıflama
Dışarıda yemek yerken yan masamda oturanlar veya danışanlarımız ya da yürüyüş yaparken karşılaştığım herkes aynı ruh hali içinde. Hep birlikte kış boyu alınan fazla kiloları eritmek için kolları sıvamış durumdalar. Size bölgesel zayıflamayla ilgili çok önemli bir sır vereceğim: Ne yazık ki böyle bir şey yok. Bölgesel zayıflama bir şehir efsanesidir.
Üzgünüm büyük armut kilo verince küçük armut aynı şekilde büyük elma kilo verinde küçük elma olur; sadece diyet yaparak bunu değiştiremezsiniz. İlaç ve kremlerle bölgesel yağlarınızı sihirli bir şekilde yok edemezsiniz.
Biz yiyeceklere adres veremeyiz, hangi bölgedeki depo yağların yakılacağına genetik şifreniz karar verir. Bu yüzden bölgesel zayıflama tuzaklarına düşmeyin. Sadece kalça eriten diyet veya sadece göbeği yakan egzersiz olmaz. Kalori kısıtlaması depo yağların yakılmasını sağlar, egzersizse kas kuvvetini artırarak kasın yağ yakma kapasitesini artırır ve enerji harcamasıyla kalori yakımına destek olur. Vücudu bandajlamak, bacağa naylon sarmak, terleten şortlar giymek, su ve para kaybından başka işe yaramaz.
Genetik faktörler ve ergenlik de belirleyici
Şişmanlık genelde iki tipte gelişiyor: İnce bel ve geniş kalçalı durumlarda armut tipi; göbek çevresinin genişliğiyle oluşan şişmanlıktaysa elma tipi. Armut tipine sahip olanlar, Elma’lara göre daha şanslı. Çünkü yağ hücrelerinin kalça ve üst bacakta toplanması göbekte birikmesinde daha iyi. Elma tipi şişmanlık kalp ve damar hastalıkları, yüksek tansiyon, karaciğer yağlanması ve şeker hastalığını da artıran bir sürece yol açıyor.
Herkesin yağ hücrelerinin yeri ve sayısı farklı. Ayrıca kilolu olmamamızda ya da kilolarımızın toplandığı yerde genetik faktörün ve ergenlik döneminin önemli bir etkisi var. Yetişkinlerin vücudundaki hücre sayısı değişmez. Yağ ve kas hücrelerinin ancak hacmi büyür veya daralır. Oysa ergenlik döneminde çocuk çok kilo alır ve bu dönemi kilolu bitirirse yağ hücresi sayısı çok fazla olarak yetişkinliğe geçer. Bu durumda da yetişkinlik döneminde kilo sorunları peşini bırakmaz.
Bu yüzden çocuklarınızı harekete yönlendirerek yağ hücresi sayısının artmasına engel olabilirsiniz. Her şeyi önlerine sunarak ve teknoloji bağımlısı çocuklar yetiştirerek onlara maalesef kötülük yapmış olursunuz.
Beden tipiniz ne olursa olsun kilo verirken önemli olan, bunu sağlıklı bir şekilde yapmaktır. Şimdi elinize mezura alın ve bel çevrenizi ölçün. Kadınlarda 80, erkeklerde 94 cm.’den fazlaysa beslenmenizi ve hareket durumunuzu gözden geçirin.
Çocuklarınızın bel çevresini de ölçün
Araştırmalara göre 90’lı yılların başından beri çocukların bel çevrelerinde yüzde 65’den fazla artış var. 1988’den 2004’e kadar erkek çocuklarında bel çevresindeki yağlanmaya bağlı obezite yüzde 65, kız çocuklarındaysa yaklaşık yüzde 70 oranında artış gösterdi. Bu oran, günümüzde de artmaya devam ediyor. Yani sadece boy ve kiloya bakmak yerine bel çevresini de ölçmek önemli bir gösterge…