Süt, son zamanlarda sıklıkla tartışılır bir konu haline geldi hatta bazı çevrelerde sütü hayatımızdan çıkarmamız gerektiğine dair konuşmalar yapıldığına şahit oluyorum. Bu durum birçok kişide süt ile ilgili endişeye sebep oluyor hatta çocuğuna süt içirip içirmemekte tereddütte kalan birçok anne görüyorum. Tüm beslenme uzmanlarının fikir birliği içinde oldukları konu, sütün sağlıklı beslenmenin temel unsuru olduğudur. 4-8 Nisan 2012 tarihinde gerçekleşen uluslararası beslenme ve diyetetik kongresinde de çok geniş yer verilen süt konusunda hiç endişe etmenize gerek yok. Şimdi süte biraz daha detaylı bakalım;
Süt içeriğine bakılacak olursa; ortalama %87,3’ü su, %5’i karbonhidrat, %3,5’i yağ, %3,4’ü protein, %0,7’si de mineraldir. Süt, C vitamini ve demir dışında, başta kalsiyum, protein, fosfor, A ve özellikle B grubu vitaminlerinden B12 ve riboflavinin iyi bir kaynağıdır. Aynı zamanda elzem amino asitleri de dengeli olarak içermektedir.
13 milyon tonu ülkemizde olmak üzere, dünyada yaklaşık olarak 700 milyon ton süt üretilmektedir. Ülkemizde üretimi yapılan sütün %92’si inek sütüdür. Geri kalan %8’lik kısımda koyun, keçi, manda, deve, eşek gibi hayvanların sütleridir.
Süt tüketimin; kemik sağlığının yanı sıra obezite, kanser, hipertansiyon, diyabet gibi kronik hastalıklardan koruyucu etki gösterdiği, diş çürüklerini ve osteoporozu önlediği, aynı zamanda tokluk hissi sağlayarak kilo kontrolünde etkili olduğuna yönelik kanıtlar bulunmaktadır.
Sütün sağlığa spesifik yararları
- Süt, tüm yaş grupları için gerekli olan kalsiyum ihtiyacının karşılanmasında kullanılacak en iyi kaynaktır.
- Çocuklukta ve gençlikte özellikle kemiklerin güçlü olması için gerekli bir besindir.
- Büyüme ve gelişmeyi destekler.
- Çocuk beyninin gelişiminde yapısında bulunan yağ asitleri ile görev almaktadır.
- İleri yaşlarda osteoporozdan korur.
- Kemik erimesini önler.
- Mikrobik enfeksiyonlara karşı etkilidir.
- Mide rahatsızlıklarını giderir.
- Vücut ağırlığının korunmasında etkilidir.
- Sindirim sistemini düzene sokar.
- Diş çürüklerini önler.
- Tansiyon kontrolünü sağlar.
- Yağsız süt, kolesterolü düşürücü etki gösterebilir.
- Süt içmek, böbrek taşı oluşumu riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
Kapalı mı açık sütler mi?
Türkiye’de açık sütler ile ilgili yapılan bir araştırmaya göre;
10 dakikalık geleneksel kaynatma ile;
%60 oranında B1 vitamini,
%25 oranında B2 vitamini,
%12 oranında B3 vitamini,
%21 oranında B12 vitamini,
%32 oranında folat azalma görülmüştür. Sıcaklık 15 dakikaya çıktığında folat içeriği %50 kaybedilmektedir.
Ülkemizde üretilen sütlerin %20’si maalesef hala sokak sütü olarak pazarlanmaktadır. Süt tüketirken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta; açıkta satılan süt yerine, sağlıklı ambalajda satılan sütü tercih etmektir.
Süte neden ısıl işlem uygulanmalı?
Isıl işlem mikroorganizmaların üremesine engel olunması ve sütte kaliteyi etkileyen enzim faaliyetlerinin durdurulması için uygulanmaktadır. Süte uygulanan ısıl işlemler vitamin içeriğini azaltabilir ancak fabrikalarda kontrollü olarak sıcaklık ve ışıl işlem gördüğü için besin öğesi kayıpları (ev ortamında çiğ sütün kaynatılmasına göre) daha az olmaktadır ayrıca kontrollü olarak uygulanan ısıl işlemin mikrobiyolojik açıdan sağlıklı süt üretmedeki faydaları da göz ardı edilmemelidir.
Yapılan çalışmalarda sütte besin öğesi kayıpları değerlendirildiğinde;
Evde geleneksel kaynatma> UHT> pastörizasyon yöntemi üstünlük sağlamaktadır.
Uzun ömürlü sütlerde katkı maddesi çelişkisi
Uzun ömürlü sütlerde herhangi bir katkı maddesi eklenmesi yoktur. Uygulanan kontrollü bir ısı ve ambalajlama tekniği ile besin kalitesi korunur.
Günlük alınması gereken miktar?
Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’nde;
Yetişkin bireylerin 2 porsiyon (400 ml)
Çocuklar, adölesanlar, gebe, emzikli ve menopoz sonrası kadınların 3-4 porsiyon (600-800 ml) tüketmeleri önerilmektedir.