
Yolculuklarda abur cubur isteğimiz daha çok artıyor. Kendi arabanızla gündüz yolculuğu yapıyorsanız arabanın içi piknik alanına dönüşebilir. Kekler, gözlemeler, kurabiyeler vb. hamur işleri sizden önce arabaya yerleşir. Eğer gece yolculuğu yapıyorsanız uyumamak için vites kolunun hemen yanına bir büyük paket karışık kuruyemiş, gofret, çikolata veya cips yerleştirmek yolculuğun vazgeçilmezleri arasında yerini alır. Uyanık kalmak için yenilen bu yiyecekler mideyi yormanın yanı sıra oldukça yağlı ve kalorili oldukları için fazladan kalori alımına sebep olurlar. Sizde molalarda yemek yemeği sevmiyor, yolculuklarda kilo almaktan endişe ediyor ve yanınıza sağlıklı yolluklar hazırlamak istiyorsanız önerilerimize göz atın. Yiyeceklerinizi bozulma riskinden korumak ve içeceklerinizi soğuk kalmasını sağlamak için arabanıza mini buzluk da alabilirsiniz. Sandviç yerine kepekli lavaş Kepekli lavaş içine süreceğiniz zeytin ezmesi ve baharatlarla tatlandırılmış lor peyniri ile yanında ayran sizi uzun süre tok tutacak iyi bir alternatiftir yada light labne ve hardalı karıştırıp lavaşa sürüp içine 2-3 adet hindi jambonda ekleyebilirsiniz. Kıymalı yerine sebzeli...

Diyette Başarı için 5 STRATEJİ Uzun yıllardır beslenme ve diyet uzmanı olarak çalışıyorum. Birçok insanın kilo vermesine yardımcı oldum, bazılarının kilo vermekten vazgeçmesine engel olamadım. Bazılarını ise bu işe hiç başlatamadım. Yardım edebildiklerimin sayısının fazla olması beni mutlu ediyor. Yukarıdaki satırlar 2009 yılında yayınlanan Afiyetle Diyet kitabımın önsözüne ait. Yeniden hep beraber düşünelim istiyorum. Acaba niye sadece bazılarımız diyet hedeflerine ulaşıyor da her gün yeniden diyete başlayan milyonlarca kişi ise diyetten vazgeçiyor. Aslında beslenme bilimi ve tüm otoritelerin formülü basit; Az ye ve egzersiz yap. Sıklıkla duyduğumuz ve aslında hepimizin iyi bildiği bir yaşam felsefesi bu. Peki, eğer kilo vermek istiyor ve formülü de biliyorsak neden uygulamıyoruz? Diyette başarılı olmanın anahtarı ne yapmak istediğiniz ile şuan ne yaptığınız arasındaki farkı görebilmek ve bu çelişkiyi çözebilmektir. Diğer bir deyişle aslında gerçek amacınız ve arzunuzu keşfetmek temele inmek ve sabırlı olmak esastır. Strateji-1: Hedefleriniz NET olsun amacınızı DOĞRU belirleyin Hedef belirlemek başlangıçtır...

Diyet programlarına başlarken ilk haftalarda çok yüksek olan motivasyon ve kilo verme isteğinin git gide azalması diyetlerin yarım kalmasında önemli bir sebeptir. Danışanlarımız diyor ki “Hepimiz aceleciyiz, bir an önce bizi yoran, mutsuz eden fazlalıklardan kurtulmak istiyoruz bunun uğruna şok diyetler, zayıflama hapları, ağır egzersizler gibi çeşitli yollar deneyebiliyoruz”. Oysa bu tarz yaklaşımlar hem bedeninizi hem de ruhunuzu oldukça fazla yoruyor. Diyetteyken “motivasyon” ve “istemek” en sık kullandığım kelimelerdir. Ancak zaman zaman motivasyonda düşüş yaşanması normaldir, genelde motivasyondaki oynama, duygu durumunda ki değişikliklerden meydana gelebilir. Ulaşılmak istenen hedef gözde büyüdüğü için istekte azalma ve iştah hakimiyetinde zorluk yaşanabilir. Bu dönemde amacınızı yani “neden zayıflamak istediğinizi” tekrar gözden geçirirseniz, kontrol mekanizmanızın daha iyi çalışacağını göreceksiniz. Daha önce birçok kez diyetler yapıp kilo vermiş sonra da verilen kiloları tekrar geri almış olabilirsiniz bu nedenle yeni bir diyet girişiminde endişeli ve mutsuz olmanız çok normal ancak yeniden başlamak düşündüğünüz kadar zor değil. Her...

Ramazan ayına yaklaşmış bulunuyoruz. Ramazan ayının gelmesiyle birlikte oruç tutan kişilerin günlük beslenme şekli ve öğün sayısı değişir, az ve sık yeme prensibini yerine getirmek mümkün olmaz. Bu seneki Ramazan önerilerimizde en kritik nokta günlerin uzun ve sıcak olması sebebiyle sıvı desteğini yeterli olacak şekilde sağlamak ve bedeni iyi dinlemek. Ramazan ayında neden kilo alınıyor? Ramazan ayındaki en büyük şikayetlerden birisi de kilo almaktır. Oruçluyken gün boyu bir şey tüketmediğimiz için iftara doğru kan şekerimiz düşer. Bu yüzden iftarda kısa zamanda yemek yeme ihtiyacı ve kan şekerimizi yükseltme arzusu içinde oluruz. Bu yüzden iftarda ihtiyacımız üzerinde yemek tüketmek özellikle de şekere aşırı yüklenmek ve sonrasında da hareketsiz kalmak kilo almanın başlıca sebepleridir. Uzun süreli açlığın metabolik hızı yavaşlattığını da düşünürsek özellikle sahurda dengeli beslenmeyenlerin kilo alma olasılığının çok daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Tatlı İsteğine Dikkat! Ramazan’da sizin de tatlı tüketme isteğiniz artıyor olabilir? İftarda lezzetli tatlıları sofranızdan eksik etmek istemiyor...

Ekmekte yapılan düzenlemeler, 1 Temmuz itibariyle yürürlüğe girdi ve artık sofralarımızda tuzu azaltılmış ve kepek oranı arttırılmış ekmekler yer alacak. Yapılan bu düzenleme obezite ile mücadeleye destek verecek güçlü bir adımdır. Tuz oranının azaltılması ile başta hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, kemik erimesi/osteoporoz, mide kanseri, astım, obezite, ödem riskleri azalacaktır. Ekmek, çocukluktan yetişkinliğe kadar her dönemde bireylerin günlük beslenmesinde yer alan önemli bir besindir. Bu nedenle sadece ülkemizde değil, dünyanın her yerinde en çok üretilen ve tüketilen besindir. Diyet yapanların, ilk terk ettiği yiyecek olan ekmek, aslında doğru şekilde tüketildiğinde en masum besindir. Yağ oranının düşük olması ve tok tutması nedeniyle ekmek diyetlerde rahatlıkla tüketilebilir; ancak tam tahıl veya kepekli olup ihtiyaçtan fazla yememek kaydıyla. Yeni yapılan düzenlemeler de bu noktaya odaklanarak ekmekte kepek oranı arttırılmıştır. Kepek oranının arttırılmasıyla lif oranı yükseltilmiştir. Yeterli lif alımı kolesterolün düşürülmesinde etkili olmaktadır aynı zamanda kan şekeri kontrolü, kalp damar hastalıklarının önlenmesi, sindirim ve...

Gögüs kafenizde yanma ile ağzınızda hissettiğiniz acı ve ekşi tat “mide yanması (ekşimesini)” olarak tanımlanır. Mide yanması nasıl oluşur? Yemek yediğimizde, yiyecekler ağzımızdan özafagus yoluyla mideye iletilir. Özafagus ve mide arasında özafagus alt kapakçığı bulunur. Bu kapakçık yiyeceklerin mideye girmesi için bir kapı vazifesini görür. Normalde çok hızlı açılıp kapanır ki midede bulunan mide asidi (yiyecekleri parçalamaya yarar) özafagusa geçmesin. Bu alt kapakçık iyi çalışmazsa, mide asidi özafagusa kaçar ve özafagusun iç duvarlarını tahriş eder ve ağrı verici yanma hissi başlar. Bu his genel olarak eğilip-kalkınca veya yatınca daha da kötüleşebilir. Bazı içecekler ve yiyecekler (domates ve ürünleri, alkol, turunçgiller, kahve, yağlı ve çok baharatlı yiyecekler) daha fazla tahrişe ve yanmaya sebep olabilir. Kilolu olmak, fazla miktarlarda yemek, karın bölgesi sıkı giysiler giymek ve sigara içmek, mide yanmasını arttıran faktörlerdendir. Dışarıda yemek yerken mide yanmasını önlemenin yolları Gün içinde bir şekilde dışarda yemek yeme durumunda kalabiliyoruz. Özellikle mide yanmasından şikayetçi...

Keyifli yada depresif olmanız sadece güne nasıl başladığınızla alakalı değil aynı zamanda yediklerimiz kısa veya uzun süreli olarak kendimizi iyi de hissedebilir kötü de. Bundan yola çıkan araştırmacılar, duygular ve yemek yemek üzerine bir çok çalışma yapıyor. Duygulara etki ederek sizi konforlu, pozitif, enerjik hissettiren besinler B12 vitamini ve folik asitten zengin (folat) olan besinler Somon balığının yanında haşlanmış brokoli, ıspanaklı az yağlı omlet, etli kuru fasulye ve ızgara tavuklu salatanın ortak yanları hem folik asit (folat) hem de B12 vitaminini beraber içermeleridir. Bu iki vitamin santral sinir sistemi hastalıklarını, duygu durum bozukluklarını ve demansı önlemeye yardımcıdır. Folik asit; yeşil yapraklı sebzeleri ile kurubaklagillerde, B12 vitamini ise et, balık, tavuk ve süt ürünlerinde bulunur. Meyve ve sebzeler Meyve ve sebzeler antioksidanlarla doludur ve bizlere sağlıklı bir hayat sunarlar. Yapılan bir çalışmaya göre, günde iki porsiyondan fazla meyve ve sebze tüketmek, sağlığınıza %11 oranında katkı sağlamak demektir. Meyve ve sebzeleri sıklıkla...

Yapılan birçok çalışma karın bölgesinden şikayetçi olan kadınların sayısının oldukça yüksek olduğunu göstermekte. Sadece görsel açıdan değil aynı zamanda karın bölgesinde biriken yağlar sağlık açısından da tehdit oluşturur. Diyabet, yüksek tansiyon, karaciğer yağlanması ve kalp hastalıkları riskini önemli ölçüde artırır. Boy uzunluğunuza göre vücut ağırlığınız normal sınırlar içinde olabilir ancak karın yağlarınız fazla ise “abdominal obez” olabilirsiniz. Kadında 80 cm erkekte 94 cm üzeri tehlike sinyalidir. Eğer kadında 88, erkekte 102 cm üzerindeyseniz dikkatli olmanızı öneririz. Karın bölgesini sıkılaştırmak için sadece egzersiz yapmak yeterli olmaz aynı zamanda doğru besinleri tüketiyor olmak da önem taşır. Besinlerin gücünden faydalanarak, kas miktarını arttırıp ve yağ yakımını hızlandırıp düz bir karına sahip olabilirsiniz. 1. Badem ve diğer yağı tohumlar Faydası; kas yapımı, açlık hissini azaltır. Obezite, kalp hastalıkları, kas kaybı, kırışıklık, kanser, yüksek kan basıncı ile savaşırlar. 2. Baklagiller Faydası; kas yapımı, yağ yakımını sağlar, sindirimi düzenler. Obezite, kolon kanseri, kalp hastalıkları, yüksek kan basıncı ile...

Karın-bel çevresindeki yağlanma vücudun diğer bölgesindeki yağlanmalardan daha tehlikelidir. Doğru. Karın-bel çevresinde bulunan fazla yağlar, kalça çevresinde bulunanlardan daha tehlikelidir çünkü direk kalp hastalıkları, felç ve Tip 2 diyabet gibi sağlık problemleri ile bağlantılıdır. Genlerimiz, yağ dağılımının nerede olacağı üzerinde etkili olabiliyor ancak dengeli beslenme ile kontrolü sağlamak elimizdedir. Katı yağlar, peynir ve yağlı etler gibi yağ içeriği yüksek yiyecekler, karın bölgesindeki yağların esas suçlusudur. Yanlış. Yağ içeriği yüksek olan yiyeceklerle beslenmek tabiki karın-bel bölgesindeki yağlanmayı artırır ama sadece suçlu onlar değildir, hangi yiyecekten olursa olsun fazla kalori alımı bel çevresindeki yağı etkileyecektir. Genetik faktörler, diyet, yaş ve yaşam şekli, bel çevresindeki yağlanmada rol oynar. Örneğin; etiket okuma, doymuş yağ alımını azaltma, meyve ve sebze tüketimini arttırma ve porsiyonları azaltıp-kontrolünü yapma gibi yaşam şekli değişiklikleri, yağlanma ile savaşmanızda yardımcı olacaktır. Alkolden gelen kalori diğer kalorilere göre karın-bel çevresi yağlanmayı daha çok tetikler. Doğru. Alkol, şekerli içecekler veya büyük porsiyonlardaki yiyeceklerden...

Süt, son zamanlarda sıklıkla tartışılır bir konu haline geldi hatta bazı çevrelerde sütü hayatımızdan çıkarmamız gerektiğine dair konuşmalar yapıldığına şahit oluyorum. Bu durum birçok kişide süt ile ilgili endişeye sebep oluyor hatta çocuğuna süt içirip içirmemekte tereddütte kalan birçok anne görüyorum. Tüm beslenme uzmanlarının fikir birliği içinde oldukları konu, sütün sağlıklı beslenmenin temel unsuru olduğudur. 4-8 Nisan 2012 tarihinde gerçekleşen uluslararası beslenme ve diyetetik kongresinde de çok geniş yer verilen süt konusunda hiç endişe etmenize gerek yok. Şimdi süte biraz daha detaylı bakalım; Süt içeriğine bakılacak olursa; ortalama %87,3’ü su, %5’i karbonhidrat, %3,5’i yağ, %3,4’ü protein, %0,7’si de mineraldir. Süt, C vitamini ve demir dışında, başta kalsiyum, protein, fosfor, A ve özellikle B grubu vitaminlerinden B12 ve riboflavinin iyi bir kaynağıdır. Aynı zamanda elzem amino asitleri de dengeli olarak içermektedir. 13 milyon tonu ülkemizde olmak üzere, dünyada yaklaşık olarak 700 milyon ton süt üretilmektedir. Ülkemizde üretimi yapılan sütün %92’si inek...