• Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
30/11/2016

Yaz meyveleri için Sevgili Ali ile ( sosyal medya dünyasında nam-ı değer “biristanbulbeyefendisi” ) yazdığımız ‘Sen Hangi Yaz Meyvesisin?’ yazımı okuduysanız bu mizahi bilgiye alışıksınız:)) hadi karar verin bakalım siz hangi kış meyvesisiniz?     İşkolik Nar Baştan söyleyeyim ben galiba bir narım, işine bu kadar bağlı olan bir meyve daha tanımıyorum, bin parçaya bölünüp birden çok aktiviteyi aynı anda yürüten kurtarıcımız nar. Kurtarıcı diyorsam espri değil içindeki likopenler, antioksidanlar hain kanser hücrelerine karşı koruyor bizi. Serbest radikallerle cesurca çarpışmak iş tanımının içinde var. Ay canım nar ben seni çok seviyorum peki siz, işine bağlı, herkesin yardımına koşan kırmızı bir nar olabilir misiniz?   Evcimen Ayva? Ayva söyle Allah aşkına sen boğa burcu musun? Bu evcimenliğin, bu dik kafalığının başka açıklaması olamaz. Biraz da sinirlisin ayvacım, senin gözüne batan ayvayı yedi. Bu kadar düz, bu kadar sert olma, aman dikkat sinir sende lif yüksekliği yapmış bizim için iyi olsa da...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
23/11/2016

Sonbahar aylarında havaların soğuması, güneşin daha erken batması, kapalı havalar; mevsim geçişi dönemlerinde sizi mutsuz edebilir. Kış yaklaştıkça modunuz daha fazla düşebilir ama ‘İyi Yaşam’ kavramı sadece bedensel değil ruhsal ve zihinsel iyilikle birlikte bir bütün. Peki, ne yapmak gerek? 1.Beslenme Biçiminiz Ruh Halinizi Etkiliyor Özellikle kötü hissettiğimiz günlerde daha çok şekerli gıdalar tüketmeye meyilli oluruz, üzgün geçen bir günün sonunda çikolata bizi mutlu edebilir ama unutmayın kan şekerindeki ani değişimler, sürekli karbonhidrat tüketmek anlık olarak sizi yükseltse de daha sonra daha sert düşüşlere sebep olabilir. Taze meyve ve sebzelerden gelen vitaminler hem bedeninizi hem de ruh halinizi iyileştirecektir. Günde 2 – 3 porsiyon meyve yemeye özen gösterin, her gün sebze bir öğününüzü sebzelere ayırın…   2. Eve Kapanmayın Arkadaşlarınızla yaptığınız planlar sadece iyi, yüksek modlu günlerinizde geçerli olmasın. Kendinizi kötü hissettiğinizde planlarınızı ertelemeyin. Dışarı çıkın, arkadaşlarınızla görüşün, planınız yoksa bile mutlaka programlar yapın. Arkadaşlarınız yoğun olabilir, öyle zamanlarda yürüyüş...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
17/11/2016

Her saat başı 2 dakika… Utah Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre her saat sadece 2 dakikalık düşük yoğunluklu egzersiz yapanların erken ölüm riski %33 oranında azalıyor… Masanızdan veya evdeki koltuğunuzdan kalkıp her saat başı 2 dakika yürümek, bahçe işleriyle uğraşmak, temizlik yapmak gibi aktiviteler aslında küçük ve etkisiz gibi görünüyor. Ama gün içinde ortalama 16 saat uyanık kaldığınızı ve her saat başı 2 dakika bunlara zaman ayırdığınızı düşünürseniz haftada ortalama 400 kcal daha fazla yakabilirsiniz. Hareketsiz yaşamın sağlığımıza ne gibi etkileri olduğunu hepimiz az çok biliyoruz. Erken ölüm, diyabet, obezite, kalp hastalıkları… Bunların hepsinin bir sebebi de hareketsizlik, birçoğumuz masa başı işlerde çalışıyoruz, yoğun geçen günlerden sonra egzersize vakit ayıramıyoruz, aslında hiçbir bahane hareketsiz yaşamı haklı çıkarmaz ama bugün size yeni bir araştırmadan söz edeceğim: Bu araştırma hayatımızdaki çok küçük değişikliklerin bile bizi etkilediğinin güzel bir kanıtı. Günde 10.000 Adım! Yukarıdaki araştırma sağlık için yeterli diyemeyiz. Siz nolursa olsun günde...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
14/11/2016

14 Kasım Dünya Diyabet Günü… Kasım ayının farkındalıklar açısından yoğun bir ay olduğunu daha önce yazmıştım. Bunlardan en önemlilerinden biri de dünyada bir çok kişiyi etkileyen hastalıklardan biri olan ‘diyabet’. Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (IDF) 7.  Diyabet Atlası tahminlerine göre 2015’te, 11 yetişkinden 1’i yani toplamda 415 milyon kişi diyabetli. 2 diyabetli yetişkinden 1’ine (%46,5) teşhis konulmamış yani diyabetli olduğunu bilmiyor. Küresel sağlık harcamalarının %12’si, diyabete harcanıyor. (673 milyar ABD Doları) 7 doğumdan 1’i gebelik diyabetinden etkileniyor. Diyabet hastalarının dörtte üçü (%75) düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerde yaşıyor. 542,000 çocuk tip1 diyabet hastası. Her 6 saniyede 1 kişi diyabet hastalığından hayatını kaybediyor. (hayatını kaybedenlerin sayısı 5 milyon)   IDF’nin 2040 yılı tahminlerine göre ise diyabetli olma oranı %10’lara kadar çıkacak. Yani 2040 yılında; 10 yetişkinden 1’i diyabet hastası olacak. (642 milyon) Diyabet ile ilişkili hastalıkların sağlık harcamaları 802 milyon ABD Dolarını aşacak. NEDEN 14 KASIM? Diyabetin bir çok kişiyi etkileyen...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
09/11/2016

Son yıllarda popülerliği artan avokadoyu genellikle salataların içinde veya püre haline getirip kahvaltılarda tüketmeye alıştık. Peki, avokado yağını daha önce denediniz mi? Son zamanlarda daha da gündeme gelen bu yağ; zeytinyağı kadar çok bilinmese de aslında onun kadar lezzetlidir. Avokadoların etli kısımlarının preslenmesi ile oluşan doğal bir yağdır. Peki, faydaları nelerdir, birlikte bakalım…   Faydalı Yağ Asitleri İçerir Oleik asit denilince aklınıza ilk zeytinyağı geldiğini biliyorum ama avokado yağı da aynı zeytinyağı gibi oleik asit içerir, neredeyse %70’i kalp dostu tekli doymamış yağ asiti olan oleik asit (omega-9) ‘tir. Ayrıca, yaklaşık %12’si doymuş yağ ve %13’ü çoklu doymamış yağdır.   Kalp Dostudur ve Kolesterolü Azaltır Bu yağı sevmemizin nedenlerinden biri de onun kalbimize olan sevgisi 🙂 Hayvanlar üzerinde yapılan birçok çalışma, sağlığa yararlı etkilerinin olduğunu söylüyor.  Tavşanlar üzerinde yapılan bir çalışmada avokado yağı, hindistan cevizi yağı ve mısır yağı karşılaştırıldı ve avokado yağının kanda ki kolesterol değerleri üzerinde faydalı bir etkisi...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
07/11/2016

Ispanak, Temel Reis’le ve Barış Manço’yla çoğumuzun sevdiği sebzeler arasına girdi. Ispanağın, böreği, yemeği hatta köftesi bile çok lezzetli. Peki, ıspanağın faydaları lezzeti kadar harika mı? Cevap evet hatta çok çok çok harika. 🙂 Ispanak diğer yeşil yapraklı sebzeler gibi kalsiyum, folik asit, demir, K vitamini açısından zengindir. İçerisinde ayrıca C vitamini lif ve karotenoidler vardır. İçerisinde bulunan kalsiyum kemiklerin güçlenmesine, C vitaminleri de özelikle kolon olmak üzere birçok kanser türüne karşı korumasına yardımcı olur. Folatlar damarlara zarar veren protein seviyesini normal seviyelerde tutar. Böylece kalp hastalıklarına karşı koruyucu etki gösterebilir. Özellikle yaşlılarda karşılaşılan katarakt ve görme kaybına karşı etkisi olan lutein içermektedir. Yaşasın Limon ve Ispanağın Kankiliği Ispanak içindeki demirin emilini için C vitaminine ihtiyaç var arttırır. Limon C vitamini için güzel bir kaynaktır veya portakallı ıspanak salatası da iyi bir ikili olur. Dilara’nın Mutfağından Ispanaklı Tarifler 🙂 Portakallı Ispanak Salatası Ispanaklı Humus  

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
27/10/2016

Turuncu rengi ve portakala göre biraz daha keskin tadıyla greyfurt kışın en güzel meyvelerinden biridir. En çok kışın olsa da ilkbahara kadar bulunabilir. Greyfurt C vitamininin çok iyi bir kaynağıdır ve bağışıklık sisteminin desteklenmesinde yardımcıdır. C vitamininden zengin besinler soğuk algınlığı semptomlarını azaltmaya yardımcıdır. C vitamininden zengin besinleri tüketen kişilerin kalp hastalıkları, kanser ve inmeye bağlı ölüm risklerini azalttıkları bulunmuştur. Buna ek olarak bu turunçgil, diyet lifi, A vitamini, potasyum, folat ve B5 vitamini için iyi bir kaynaktır ayrıca limonoid ve likopen gibi fitokimyasalları da içerir. Likopen anti tümör aktiviteye sahiptir ve hücreye zarar veren serbest radikallere karşı savaşta yüksek kapasiteye sahiptir. Bu güzel meyve, limonoid denilen faydalı bileşenler tümör formasyonunu glutatyon- S- transreraz enziminin oluşumunu önleyerek engelleyebilirler. Çözülebilir lif olan pektin içerir ve birçok hayvan çalışmasına göre atheroskleroz gelişimini yavaşlatır. Sadece C vitamininden zengin olması yönünden değil akciğer ve kolon kanserine karşı koruyucu olduğundan da tüketimi sağlanmalıdır.   Önemli...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
25/10/2016

Soğuk havanın başlaması ile birlikte yürüyüş yapmak, otobüsten erken inip yürümek gibi seçeneklerden uzaklaşıyoruz. Eve kendimizi atınca da uyuyana kadar atıştırmalıklar sürekli göz kırpıyor sanki… Evde geçirilen zaman uzayıp, güneşi daha az görünce kendimizi daha mutsuz, yorgun, depresif hissedebiliyoruz ve iştahımız da yine bu durumlara paralel artış gösterebiliyor. O zaman beslenmede nasıl değişiklikler yapmak gerekiyor hemen özetleyelim: Kilo almamak:  Yaz yaklaştıkça formuna dikkat edenlerin sayısı artarken, kışın kilo alma eğilimi daha fazladır. Havanın daha erken kararması, güneşin yerini yağmur-karın alması ve soğukların gitgide artıp, işlerin yoğunlaşması dolayısıyla gelişen halsizlik, isteksizlik, mutsuzluk sonucu aşırı yeme atakları bu aylarda daha fazla gelişebilir. Kilo almamak için az ve sık yiyerek açlığınızı kontrol altında tutabilirsiniz. Bunun için yanınıza taşıması kolay pratik ara öğünler alın. Lif içeren seçimler, daha uzun süre tok kalmanızı sağlar. Sıcak bitki çaylarına tarçın ve karanfil atmak da iştahınızı kontrol etmeye yardımcı olabilir. Sağlıklı kilo için çorba: Soğuk  günlerde canınızın çikolatalı...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
20/10/2016

Bebek sahibi olmak mucizevi bir duygudur. Özellikle bebeklik döneminde, anneler çok hassas oluyorlar. Yemekler, hastalıklar gibi konularda birçok merak edilen var. Bazı bebekler belirli yiyeceklere karşı hassas olurlar, peki siz bunların hangi yiyecekler olduğunu nasıl anlayabilirsiniz? İsilik, hırıltılı solunum, ishal veya kusma gibi belirli reaksiyonlar aldığı besinin bebeğinize iyi gelmediğini belli eder. Bebek’ler ve Besin Reaksiyonları İlk 4 – 6 ay bitip, hekiminizin tavsiyesiyle ek gıdalara geçiş yaptığınızda bebeğinizin sindirimi farklılaşabilir. Çoğu bebeğin sindirim ve bağışıklık sistemi olgunlaştığında oluşan reaksiyonlar kaybolabilir. Bebeğinizin yediği her besini takip etmelisiniz ve gözlemlemelisiniz. Bebeğinizin neye alerjisi olduğunu anlayana kadar ona besinleri karışık vermek yerine tek bir sebze veya tek ürünlü kaşık maması gibi tek çeşit halinde vermelisiniz ve karışımlardan kaçınmalısınız. Eğer bebeğiniz bir besine reaksiyon gösteriyorsa o besini vermeyi kesin. Eğer bebeğinize yeni bir besin verecekseniz aynı anda birçok yeni besin vermeyin. Tek çeşit besini verdikten sonra birkaç gün bekleyin ve başka bir yeni...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
10/10/2016

Yoğurtla ilgili birçok efsane var, eminim hepinizin aklına “İlk yoğurt nasıl mayalandı acaba?” sorusu gelmiştir. En yaygın inanış yağmurun altında unutulan bir kap sütün ertesi gün mayalanması… Yoğurt bugün sofralarımızda hemen her gün yer verdiğimiz ve severek tükettiğimiz bir besin. Peki yoğurdun faydaları nedir?   Sindirim Sistemi Dostu: Yoğurt, sindirimi kolaylaştırıp, bağırsakların çalışmasına yardım eder. Yapılan çalışmalar yoğurttaki proteinlerin süt proteinlerine göre daha kolay sindirilebildiğini göstermiştir. Laktozunun süte göre yarı yarıya az olması nedeniyle sindirimde avantaj sağlamaktadır. Ayrıca içinde bulunan probiyotikler sindirimin yanında vücut bağışıklığını da güçlendirir. Kalsiyum Kaynağı: Yoğurtta bulunan kalsiyum emilebilme özelliğinin yüksek olması nedeniyle önemlidir. Kalsiyumun en önemli işlevi kemik ve diş sağlığını korumak ve gelişimlerini sağlamaktır.  Özellikle büyümenin hızlı olduğu dönemde, hamilelikte ve emzirme döneminde kalsiyuma ihtiyaç daha da artış göstermektedir. Fosfor İçeriğini Unutmayın: Yoğurt, fosfor yönünden de zengindir. Fosfor, hücrelerde enerji üretimine yardımcı olur. Vücutta hücre yenilenmesinde ve çoğalmasında etkili olan DNA ve RNA’nın temel...