• Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
11/04/2011

Gıda intolerans (duyarlılık) testlerinin popülaritesinin artmasıyla birlikte bireylerin bu testlere olan ilgisi de artıyor ve birçok danışanımız test sonuçlarıyla bize gelip beslenmelerini düzenlemek istediklerini iletiyorlar. Genel olarak sonuçları incelediğimde en çok dikkatimi çeken ise “maya”ya karşı intoleransların çok bulunması. Metabolik bazı nedenler dolayısıyla vücudumuz bazı besinlerin bir kısmını ya da besinin bileşenlerini sindiremeyebilir, bu durumda besine karşı duyarlılıklar söz konusu olur. Duyarlılık varsa, tükettiğimiz besinlerin etkileri 3 ila 24 saat aralığında ortaya çıkmaya başlıyor. Özel bir diyet takip etmeyen birey, günlük beslenmesinde 24 saat içinde farklı birçok besin aldığı için yaşadığı sorunun yediklerinden kaynaklandığının farkında olsa da hangisinden olduğunu tespit etmesi ise oldukça zor. Vücudumuzun hangi besinlere karşı intoleransı bulunduğu ise yapılan testler sonucunda ortaya çıkıyor ancak kimi zaman çıkan sonuçlara bağlı olarak yapılan kısıtlamalar beslenmede kısır döngüye sebep olabiliyor. Bu nedenle bireylerin beslenmelerini düzenleyebilmesi için mutlaka beslenme uzmanından destek almaları şart. Maya Nedir? Ne İşe Yarar? Mayaların farklı türleri...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
08/03/2011

Yaşam döngüsünün işlendiği BODY WORLDS sergisine gidenler eminim çok etkilenmişlerdir, bende onlardan biriyim.  Body Worlds, insanlıkla ve kendi kendinizle unutulmaz bir karşılaşma olarak nitelendiriliyor. Vücudun işleyişini, formunu ve potansiyelini; döllenme (bebeğin anne karnına düştüğü andan) anından, yaşlılığa kadar müthiş bir şekilde aktarıyor. Ancak benim en çok dikkatimi çeken, mesleğimle birebir bağlantılı olan ve en çok etkilendiğim duvar yazılarından birinin başlığı ‘Ne yerseniz O’sunuz’… Yazının içeriği genel olarak beslenme düzeninde dikkatli olmak üzerine hazırlanmış. Aynı zamanda sergide dünyanın farklı yerlerinde yaşayan, en yaşlı insanların bulunduğu coğrafi kümeler gösterilmiş ve küçük anekdotlar da yazılmış. Her bir birey, doğal yaşam ve sağlıklı beslenme yanında düzenli egzersizin etkilerini aktarmış. Bende bir kez daha “Sağlıklı, Dengeli ve Düzenli Beslenme” nin aslında ne denli mucizevi etkileri olduğuna, bir kez daha şahit oldum. Uzun ve sağlıklı yaşamak her bireyin hakkı.  Peki, bize sunulan bu hakkı ne kadar iyi kullanıyoruz hiç düşündünüz mü? Uzun yaşamak ve sağlıklı kalmak elimizde;...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
08/03/2011

Tatlı deyince akla ilk; çikolatalar, pastalar ve şerbetli tatlılar geliyor. Oysa meyveli tatlılar; hem kalori alımı açısından hem de hazırlık aşamasında yağ kullanılmadığı için daha düşük kalorili ve lezzetli tatlı seçeneklerimizdendir. Doğal olarak şeker tadına sahip olan stevya bitkisi ile hazırlanmış tatlandırıcılar günlük beslenmede daha az kalori almak ve şeker miktarını dengelemek isteyenler için iyi bir alternatiftir.  Stevya bitkisi ile hazırlanmış tatlandırıcılar ile hazırlanmış tatlılar ocakta pişirilebiliyor veya fırınlanabiliyor. Ailenizdeki tüm bireylerin, çocuklarınız da dahil olmak üzere kalori alımına dikkat etmek istiyorsanız evde hazırlayacağınız tatlılarda stevyayı güvenle kullanabilirsiniz. Kalori içermeyen stevya bitkisi aynı zamanda prebiyotik lifler içerir, kullanımı sırasında ağızda acı ve metalik tat bırakmaz. Özellikle meyve tüketmeyi seven bireyler için daha düşük kalorili tatlı tarifleri hazırladık. Böğürtlen Soslu Su Muhallebisi 1 çay bardağı su 1 çay bardağı light süt 2 tatlı kaşığı nişasta 2 tatlı kaşığı toz tatlandırıcı (isteğe göre arttırılıp azaltılabilir) Böğürtlen sos Tüm malzemeler bir tencerede karıştırılıp,...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
02/02/2011

Tatlı yiyecek ve içecekler, dengeli bir beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve diğer sağlıklı hayat tarzı seçeneklerinin tamamlayıcısı olabilirler. Şeker yerine balla hazırlanmış farklı tatlı tarifleri denemeye ne dersiniz? Tatlı hazırlarken kaloriyi içine eklediğiz yağ ve şeker miktarı etkiler. Un ilavesi de tabi ki kaloriyi arttırır. Bu yüzden unlu ve yağlı tarifler yerine sütlü ve meyveli daha az yağ içeren tarifler kullanılabilir.Tatlılarda şekerin yerine daha sağlıklı ve doğal, ayrıca vitamin, mineral açısından daha zengin bir ikame olarak bal kullanılabilir. Tariflerinizde değişiklik yaparken şekeri tamamen çıkarmak yerine bal ile yarı yarıya da değiştirilirsiniz. İşte size çok pratik ballı tarifler. Ballı Kabak Tatlısı Kabakları az suda haşladıktan sonra püre haline getirin ve 2 parmak kalınlığında olacak şekilde cam bir tepsiye yayın üzerine dövülmüş ceviz, tarçın ve bal ilave edin. Ballı Ayva Ayvaları ortadan ikiye bölüp kabuğunu soyun ve çekirdeklerini çıkarın üzerine bir-iki karanfil ve 1 çorba kaşığı bal ekleyerek fırınlayın. Ballı Tarçınlı Meyve Püresi...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
07/12/2010

Kurubaklagillerin, sofralarımızda neden önemli bir yeri olduğunu biliyor musunuz? Türk mutfağının ve kış aylarımızın vazgeçilmezleri baklagiller “kuru fasulye, mercimek, nohut, iç bakla, kuru barbunya”, hem oldukça besleyicidir, hem de sağlık açısından fayda yaratmaktadır ancak günlük beslenmemizde, kurubaklagillerin geri planda kaldığını ve gereken önemin verilmediğini görüyorum. Bu nedenle, bu değerli besinlerin faydalarını ve önemli noktaları sizlerle paylaşmak ve hatırlatmak istedim. Kurubaklagiller; bitkisel protein kaynaklarımız olmakla birlikte, 100 gramında yaklaşık 20-25 gr protein, yaklaşık 5 gram posa (sağlıklı bir bireyin her gün 20 ila 35 gr posaya ihtiyacı vardır), 2 gramdan daha az yağ içerirler. Bununla birlikte kolesterol içerikleri 0’dır. Kalsiyum, demir, çinko, manganez, bakır mineralleri ile B12 dışındaki diğer B vitaminlerinden tiamin, riboflavin, niasin, folik asit ve E vitamininden zengindir. Baklagiller, esansiyel bir aminoasit olan metiyoninden düşüktür, bu nedenle tahıllarla birlikte pişirilmesi protein kalitesini arttırır bu durum özellikle vejetaryenler için önemlidir. Benzer şekilde, pişirilirken içine az miktarda et ilave edilmesi protein kalitesini...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
07/12/2010

İdeal kilolarını korumak isteyenlerin günlük aldıkları kalori miktarına dikkat etmesi gerekiyor. Kaloriyi azaltmak için günlük yağ, karbonhidrat ve protein alımında denge sağlamak çok önemli. Günlük şeker tüketiminde kontrollü olmak bu noktada önemli. İşte bu durumda akla tatlandırıcılar geliyor. Bazı bitkiler doğal olarak şeker tadına sahip olmalarına rağmen kalori içermiyorlar işte bunlardan birisi de “stevya rebaudiana” bitkisi. Krizantem familyasının bir üyesi olan Stevya bitkisinin yaprakları güçlü tatlandırıcı özelliğinden dolayı Güney Amerika’da ve Paraguay’da yaşayan Guarani yerlileri tarafından yüzyıllardan beri kullanılıyor. Tatlı yaprak olarak da bahsedilen bu bitki şeker yerine kullanıldığında doğal olarak aynı tadı veriyor. Bu sayede daha düşük kalorili beslenmek isteyenler için şekeri azaltmak için iyi bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor. Stevya bitkisi ile hazırlanmış tatlandırıcılar pişirme ve fırınlamada kullanılabilmesi sebebiyle de tercih ediliyor. Her tatlandırıcının kendine özgü özellikleri ve tat profili var ama hiçbir tatlandırıcının tadı şekerin tadının aynısı değil, şekerin tadına mümkün olduğu kadar yaklaşabilmek için biraz şeker...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
05/11/2010

  Kurban Bayramına ve uzun bir tatile, çok kısa bir süre kaldı. Hem tatili hem de bayramı en iyi şekilde değerlendirmek ise elinizde! Diyetim bozulacak ve programımı takip edemeyeceğim diye düşünüyorsanız size önerim diyetinize küçük bir mola verin çünkü tatilde kilo vermeye çalışmak doğru bir hedef değildir. Tatilden ve bayramdan kilo almadan dönmek bile bir başarı sayılır.   Kurban Bayram ile ilgili önemli hatırlatmalarda bulunmak istedim; Kavurma, Kurban Bayramının vazgeçilmezleri arasındadır. Gelenek haline gelen kavurmanın içine kuyruk yağı veya tereyağı eklenmeden kısık ateşte kendi suyu ile pişirilmelidir. Yoğun et tüketiminin vücutta yaratacağı toksin etkisini azaltmak için bol miktarda C vitamininden zengin taze meyve-sebze tüketilmelidir. Kurban etleri kesildikten hemen sonra hatta bazen sabah kahvaltısında tüketilmektedir ancak gün içerisinde sindirim sıkıntılarıyla savaşmak istemiyorsanız, mümkünse etler buzdolabında 1-2 gün beklettikten sonra tüketilmelidir. Etin ateşe yakın olarak pişirilmesi hem kanserojen öğelerin oluşumuna neden olur, hem de B1, B12, folik asit gibi vitaminlerin kaybına yol...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
04/11/2010

“Sağlıklı Beslenme” içerisinde, besinlerin gücünden faydalanabilmek için ayırt etmeksizin hepsinden tüketiyor olmak oldukça önemlidir. Bununla birlikte, bazı belirli besinleri beraber tüketirseniz, besinlerin içeriğindeki bileşenlerin yarattığı sinerjiden maksimum düzeyde faydalanabilirsiniz. Bu besinlerin, beraber yenildiklerinde vücutta yarattıkları etki, yalnız başına yenildiklerinde yarattıkları etkiden çok daha fazla olabiliyor. Daha fazla enerji için Nohut ve Kırmızı Biber Her beş kadından biri, enerji sağlayıcı demir mineralini yeterli olarak vücuduna alamamaktadır. Ancak demir açısından zengin besinleri bol miktarda tüketseniz bile, vücudunuz demiri işleme sokmuyorsa, demir miktarınızı arttıramazsınız. Bitkisel kaynaklardan alınan demirin, vücuttaki emilim oranı daha düşüktür. Bu nedenle nohuttan gelen demir boşa mı gidecek? Şaşırtıcı gelecek ama nohut yemeğinizin içine biraz kırmızıbiber eklemeniz yeterli olacaktır. Kırmızı-turuncu renkteki sebzelerde bulunan C vitamini, demir emiliminde anahtar rol oynar ve bitkisel kaynaklı demirin kilidini açar, böylece kan hücreleri demiri içeri alabilir, kısacası C vitaminin yeterli düzeyde bulunması bitkisel kaynaklı demir emilimini arttırmaktadır. Humusunuzun üzerine kırmızıbiber ekleyip servis yapabilir ya da...

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
04/10/2010

Doğanın besleyici tatlandırıcısı olarak bilinen balın faydaları yüzyıllardır bilinmektedir. Beyaz şekerin doğal alternatifi olan bu altın renkli sıvı, arıların mucizevi bir ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır. Bal, basit karbonhidrat kaynağıdır. İçeriğinde %17,1 su, %82,4 karbonhidrat ve %0,5 proteinler, aminoasitler ile niasin, riboflavin ve pantotenik asit gibi vitaminler, kalsiyum, bakır, demir, magnezyum, manganez, fosfor, potasyum ve çinko gibi mineraller bulunur. Bal Hakkında Merak Edilenler Balı günlük beslenmeme nasıl ilave edilebilirim?  Balın sağlık üzerine etkilerinden bahsedebilmek için yetişkinlerin günlük 3-5 yemek kaşığı ya da 6-10 tatlı kaşığı bal tüketmeleri gereklidir. Bu miktar yaklaşık olarak 50-80 gr.’a denk gelmektedir. Çocukların ise kilo başına ortalama 1 gr. bal tüketmesi uygundur. Örneğin  20 kg. bir çocuğun günde 20 gr. ,yani yaklaşık 1,5 yemek kaşığı ya da 3 tatlı kaşığı bal tüketmesi gerekir. Bu şekilde bal tüketiminin alışkanlık haline getirilmesi ve birkaç ay sonunda balın yararları görülmeye başlar. Meyve tatlısı yaparken şeker ilave etmeyip bal ile tatlandırabilirsiniz....

  • Dilara Koçak
  • Posted by Dilara Koçak
04/10/2010

Sağlığımıza zarar vermeyecek şekilde besinleri bozulmadan muhafaza etmek önemlidir ama aynı zamanda saklama süresi besin değeri yönünden de dikkati gerektirir. Gıda güvenliğini sağlamada temel ilke; gıdaların hasattan tüketime kadar geçen tüm aşamalarda, gıda kaynaklı hastalıklara neden olan etkenlerin önlenmesidir. Gıdaları daha uzun süre saklamak için kullanılan bazı yöntemler şöyledir:   Konserve Yöntemi: Konserve yiyecekler, geleneksel olarak yiyecekleri muhafaza etme yöntemlerinden biridir. Isı uygulaması ile mikroorganizmalar, toksinler ve enzimler inaktive edilir veya yok edilir ve bu şekilde yiyeceklerdeki bozucu ve zararlı etkiler ortadan kaldırılır. Konserve yiyeceklerin bozulmasında iki etken vardır. Bunlardan birincisi; konserve kutularının uygun koşullarda kapatılmaması nedeniyle oluşan sızıntılar ve taşıma, depolama esnasında kutularda meydana gelen deformasyonlardır. İkinci etken ise; yetersiz ısı uygulaması nedeniyle mikroorganizmaların canlı kalmasıdır. Düşük Sıcaklık Kullanılarak Besinlerin Korunması: Sıcaklığın düşürülmesi; soğutucularda ve derin dondurucularda gerçekleştirilir. Soğutucularda 1-4 °C’ler arasında besinlerin depolanması, kısa süreli periyotlarda besinlerin bozulmasını önler.Yüksek Sıcaklık Kullanılarak Besinlerin Korunması: Yüksek sıcaklık patojenik mikroorganizmaların yok edilmesi amacıyla kullanılır....