Son yıllarda besin takviyeleri konusunda yelpaze oldukça genişledi. Yağ yakan, enerjiyi artıran, spor sonrası toparlanmayı hızlandıran, tok tutan, zayıflatan veya detoksa yardımcı olan…. L karnitin genellikle kilo vermek isteyen veya spor yapan bireyler için ‘yağ yakıcı’ olarak tanımlanan bir besin takviyesi. Peki gerçekler neler ve L-karnitin yağ yakar mı? L karnitin’in vücutta yağ asitlerinin enerji için kullanıldıkları mitokondriye taşınmasına yardımcı olur ve enerji üretimini destekler. Lisin ve metiyonin amino asitlerinden L-karnitin üretilebilir. Vücudun yeterli miktarda üretmesi için ayrıca bol miktarda C vitamini alınması gerekir. Vücudunuzda üretilen L-karnitine ek olarak,diyetle L-karnitin almak mümkün. Et, balık, kümes hayvanları ve süt gibi hayvansal kaynaklı besinler L karnitin’in en iyi kaynaklarındandır. University of Maryland Medical Center (UMMC), oral yolla karnitinin yağ kütlesini azaltıp, kas kütlesini arttırdığını ve bazı bireylerde kilo kaybına katkı sağlarken yorgunluğu da azalttığını söylüyor. Fakat National Institue of Health’e göre 28 gün boyunca günde 2-6 gram l-carnitin takviyesinin bile egzersiz performansını artırdığına dair kanıt yoktur. Dikkat,...
Kolajen son yılların en çok konuşulan konularından biri. Cildini güzelleştirmek, eklemlerini iyileştirmek isteyen, spor yapan bir çok kişinin odak noktası. Peki kolajen nedir ve kimler için gereklidir ve hangi besinlerde vardır? Merak ediyorsanız işte cevapları Kolajen nedir ? Kolajen, vücutta özellikle kaslarda, kemiklerde, tendonlarda, bağlarda, organlarda, kan damarlarında, ciltte, bağırsaklarda ve diğer bağ dokularında bol miktarda bulunan bir proteindir. Başlıca işlevi bağ dokusunu güçlendirirken, eklemleri, tendonları, organları ve vücut bütünlüğünü korumaktır. Bu yüzden kemik yapımızın sağlıklı ve güçlü olması için oldukça önemlidir. Aynı zamanda cildin elastikiyetini arttırarak cildin daha sıkı ve gergin olmasına da yardımcı olur. Vücuttaki kolajen seviyeleri yeterli olduğunda, kolajen içeren hücreler güçlü ve genç bir görünüm alır. Yetersiz olduğu durumda ise çeşitli eklem rahatsızlıklarına ve cilt problemlerine neden olur. Kaç tip kolajen var? Tanımlanmış yaklaşık 28 tip kollajen var. Ama en çok duyduğumuz ve karşımıza çıkan 3 kolajen ; Tip1 , Tip2 ve Tip 3. Tip I...
Sezgisel yeme, vücudun doğal olarak verdiği fiziksel açlık, tokluk ve doyum sinyallerini dinleyerek ve bu sinyallere uyum sağlayarak yemek yeme biçimi. Kısıtlayıcı diyet uygulamalarına karşı sezgisel yemek yeme davranışı anti- diyet yani diyet karşıtı bir yaklaşım olarak karşımıza çıkıyor. Bu beslenme düzeninde kendini diyet yapıyormuş gibi hissetmiyor. Sadece besin seçimini nasıl ve ne doğrultuda yapması gerektiği bilincini kavrıyor. Bilindiği üzere kısıtlayıcı diyet yaklaşımları başlı başına önyargıyı ve beden algısı bazlı takıntılı davranışları beraberinde getirebiliyor. Buradaki amaç ise kısıtlama olmaksızın bireyin vücudunun ihtiyaçlarının farkına vararak ne yemesi gerektiğini öğrenmesidir. Sezgisel Yeme nasıl uygulanır? Peki bu sezgisel yemeyi yaşamımıza nasıl dahil edebiliriz ? İşte bu konuda Diyetisyen Tribole ve Beslenme Terapisti Resch’nin sezgisel yeme hakkında yazdığı kitapta belirtmiş olduğu 10 prensibi paylaşmak istiyorum sizlerle. İşte sezgisel yeme davranışını hayatımıza yerleştirmek için öneriler: 1.İşe ‘diyet zihniyetini reddetmekle’ başlayın. Unutmayın diyetler yasakları andırırken, beslenme düzeni size alternatifleri sunar. 2.Açlığınızın fizyolojik bir ihtiyaç olduğunu kabul...
Dünya sağlık örgütü bu konudaki uyarılarının yanı sıra bir de bu konuda karşılaşılan efsaneleri paylaşmış. İşte korona virüsü ile ilgili efsanelerin bir kaçı: Korona virüsü yaşlı insanları mı yoksa gençleri mi daha çok etkiler? Her yaştan insana yeni koronavirüs (2019-nCoV) bulaşabilir. Yaşlı insanlar ve herhangi bir tıbbi durumu (astım, diyabet, kalp hastalığı gibi) olan kişiler daha savunmasız gibi görünüyor. Dünya Sağlık Örgütü her yaştan insana, iyi el hijyeni ve iyi solunum hijyeni uygulayarak kendilerini virüsden korumak için adımlar atmasını tavsiye ediyor. Zatürreye karşı olan aşılar sizi koronavirüse karşı korur mu? Hayır. Pnömokok aşısı ve pnömoniye karşı yapılan aşılar koronavirüse karşı koruma sağlamaz. Virüs o kadar yeni ve farklı ki, kendi aşısına ihtiyacımız var. Araştırmacılar koronavirüse karşı bir aşı geliştirmeye çalışıyor ve Dünya Sağlık Örgütü çabalarını destekliyor. Bu aşılar korona virüse karşı etkili olmasa da, sağlığınızı korumak için solunum yolu hastalıklarına karşı aşılama şiddetle tavsiye edilir. Soğuk havalar korona virüsü öldürür mü? Soğuk havanın...
Dünyayı etkisi altına alan korona salgını son günlerde gündemimize oturdu. Koronayla beraber en çok konuşulan konu da bağışıklık… Peki bağışıklık sistemini güçlendirmek, virüsten koruyor mu? Virüslerin sebep olduğu hastalıklarda bağışıklık sistemi büyük bir etken. Kendinizi hastalıktan korumak, hastalığı en hafif haliyle atlatmak için bağışıklık sisteminizi güçlü tutmanız şart. Ama bu uygulamanın yanı sıra korona ile mücadelede yapılması gereken en önemli şeylerden biri de hastalığın yayılmasını önlemek için gerekli tedbirleri almak. Hem hastalıktan korunmak hem de yayılmasını önlemek için neler yapabiliriz? Güne kahvaltıyla başlayın ve herhangi bir sağlık probleminiz yoksa her gün 1 yumurta tüketin Tam tahılları tüketmeyi ihmal etmeyin Susamasanız bile gün içinde en az 2 litre su içtiğinizden emin olun Haftada en az 3 kez sofranızda kuru baklagillere yer verin Yağlı tohumları beslenmenize ekleyin. Badem, yer fıstığı, ay çekirdeği, fındık gibi yağlı tohumlar bağışıklık sistemini destekleyen vitamin E içerirler. Her gün 5 porsiyon taze sebze ve meyve tüketin, Tek bir...
Her ne kadar ülkemizde bu konuda çok sıkı tedbirler alınıyor ve henüz herhangi bir vakaya rastlanmamış olsa da Dünya’nın dört bir yanını sarmış bu virüs hepimizi tedirgin ediyor. Bu konudaki hassasiyetinizi anlıyorum. Bu konuda merak ettiğiniz bütün soruların en doğru cevabını ve konuyla ilgili gelişmeleri hem Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı web sitesinden hem de Dünya Sağlık Örgütü’nün web sitesinden kontrol edebilirsiniz. Ben de bugün sizlelre Korona’dan korunmak için Dünya Sağlık Örgütü’nün genel önerilerini paylaşmak istedim; Ellerinizi sık sık yıkayın Ellerinizi düzenli olarak alkol bazlı bir temizleyici ile veya su, sabun ile yıkayın Neden? Çünkü, ellerinizi sık sık yıkamak ellerinizdeki virüsleri öldürmeye yardımcı olur 2. Sosyal mesafenizi koruyun Öksüren veya hapşıran insanlarla aranıza en az1 metre mesafe koyun Neden ? Çünkü , Birisi öksürdüğünde veya hapşırdığında, burun veya ağzından virüs içerebilecek küçük sıvı damlacıkları püskürtür. Çok yakınsanız ve öksüren kişinin hastalığı varsa bu damlacıklar yoluyla virüsü alabilirsiniz. 3. Göz, burun ve ağza dokunmaktan kaçının...

Vücudumuz gerekli olan enerjiyi karbonhidrat, protein ve yağ denen 3 makro besin ögesinden sağlar. Aldığımız günlük enerji bu 3 besin öğesi arasında bölünür. Birçok diyet programının temeli de kalori kısıtlamasının yanı sıra bu makro besin ögelerinin dağılımına dayanır. Proteinler vücuttaki yapım ve onarım olaylarından hormonal dengeye, maddelerin taşınmasından enzimlerin çalışabilmesine kadar birçok noktada görev alıyor. Durum böyle olunca diyette alınan protein miktarı da önemli hale geliyor. Yüksek Proteinli Diyetler Nelerdir? Protein diyeti de adından da anlaşılabileceği gibi karbonhidrat tüketiminin azaltılması ve günlük enerjinin daha büyük çoğunluğunun proteinlerden karşılanması hedefine dayanıyor. Bu diyet programında protein içeren besinlerin sindirimi için harcanan enerjinin yüksek olmasından faydalanılıyor. Yağ ve karbonhidratların besinlerin sindirimi için harcadıkları enerji %7 ‘yken bu oran proteinler için %30 ‘dur. Proteinlerin sindirimi uzun sürdüğü için tok tutmaya da yardımcı oluyor. Dolayısıyla yüksek proteinli diyet, genellikle kas kazanmayı ve hızlı kilo vermeyi amaçlayanların tercih ettiği bir diyet programı. Proteini yüksek diyetler daha...

“DASH” diyetini eminim daha önce duymuşsunuzdur. Peki ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Uzun yazılışı Dietary Approaches to Stop Hypertension olan ve kısaltılarak DASH olarak adlandırılan bu beslenme programı aslında Hipertansiyonu Durdurmak İçin Beslenme Yaklaşımları (HDBY) anlamına geliyor. Dash diyeti, ilaç kullanmadan yüksek tansiyon problemini tedavi etmek için geliştirilmiş olan bir beslenme planı. Bu beslenme planında kan basıncını düşürmek için glisemik indeksi düşük tam tahıllar, süt ve süt ürünleri, sebze ve meyveler, protein kaynağı olarak da kümes hayvanları ve balık tercih ediliyor. Dash diyeti ile kalp ve damar sağlığını korumak amaçlanıyor. Bu diyetin yüksek tansiyon ve diyabetle mücadelede de önemli rol oynadığını ve Amerika Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından da desteklendiğini hatırlatmak istiyorum. Journal of the American College of Cardiology’de yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, gıdalara daha düşük sıklıkta ek tuz eklenmesi kalp hastalığı, kalp yetmezliği ve iskemik kalp hastalığı riskinde azalmaya katkı sağlıyor. Dash diyeti uygulayanlar arasında bile, tuz tüketimini azaltmak için...

Bağırsaklarımızdaki galaksi terimini daha önce duydunuz mu? Vücudumuzda yaklaşık 1,5-2 kg bakteri yaşıyor. Elbette bunların bazıları faydalıyken bazıları da zararlı. Sağlıklı bir kişinin mikrobiyotasında faydalı ve zararlı bakterilerin denge içerisinde olmasını bekliyoruz. Soluduğumuz havayla, içtiğimiz suyla ve daha birçok etken ile vücudumuza zararlı kimyasalları alıyoruz ve mikrobiyotanın dengesini bozuyoruz. Zararlı bakterilerin sayısının faydalılara göre artması birçok hastalığı ve sağlık sorununu beraberinde getiriyor. Peki bütün bunlara karşı ne yapabiliriz derseniz, aslında temel hedef sindirim yolunu boylu boyunca kaplayan bu bakteri tabakasını güçlendirmek. İşte GAPS diyetinin temel amacı da bu; mikrobiyotayı korumak ve güçlendirmek. Gaps Diyeti Nasıl Yapılır? Bağırsak sağlığını korumanın yolu mutfağınıza aldığınız besinlerden geçiyor. Gaps diyetini uygularken probiyotik besinlere yer vermeniz önemli ancak probiyotiklerin beslenmesi için prebiyotik besinleri de beslenme planınıza dahil etmeniz gerekiyor. Gaps diyetini uygulamaya karar verdiğinizde uzun bir süreç sizi bekliyor. Bağırsak duvarınızın iyileşmesi yaklaşık 1 yıl sürebiliyor, bu süreç duruma göre uzayabiliyor. Gaps diyeti temel olarak, 3 aşamadan...

Taş devri diyeti, yaklaşık 10.000 yıl öncesindeki insanların beslenme stillerini savunur. Bu diyetin temelinde az işlem görmüş veya hiç işlem görmemiş besinleri tüketmek yatar. Bunun yanında her diyette olduğu gibi bu diyette de tüketilmesi ve tüketilmemesi gereken besin grupları var. Et ve et ürünleri temel protein kaynağı olarak tüketilirken süt ve süt ürünleri grubu beslenme düzenine dahil edilmiyor. Sebze meyve tüketiminde herhangi bir kısıtlama yokken tahıl grubu yasaklı besinler arasında yer alıyor. 3 beyaz olarak adlandırılan un, tuz ve şeker ise tamamen kısıtlanıyor. Taş Devri Diyeti Nasıl Yapılır? Taş devri (paleo) diyetini, avcılık-toplayıcılık ilkesine uygun düşük karbonhidrat içeriğine sahip beslenme planı olarak tanımlayabiliriz. Bu beslenme planını uygulayacaksanız ilk yapmanız gereken işlenmiş hazır gıdalardan mümkün olduğunca uzak durmak. Taş devri (paleo) diyetinin temelinde et tüketimi yer alıyor. Bunun yanı sıra tüm besin gruplarına odaklanmak da büyük önem taşıyor. Paleo diyetinde çiğ besinlerin tüketimi de oldukça önemli. Bunlarla birlikte besinlerin doğal haliyle tüketilmesine...