Anne olmak, bir kadın için hayatının en heyecan verici duygularından birisi. Bunun yanı sıra, hamilelik süreci anne adaylarının birçok farklı duyguları birarada yaşadığı bir dönem. Hamilelik, hem umut dolu bir bekleyiş olurken, hem de anne adayının kendisini kırılgan hissettiği, duygusal yoğunluklar yaşadığı bir süreçtir. Birçok kadın bu dönemde istemsizce duygu karmaşası yaşayabilir.
Hamilelik Öncesi
Hamilelik sürecini, annenin duygularını ve hamilelik döneminde karı-koca yaşantısını etkileyen iki çok önemli sebep var. Bunlardan biri, çocuk sahibi olma nedeni, diğeri de bebeğin planlı ya da plansız dünyaya gelmesi. Her anne-baba kendisine göre haklı sebeplerden dolayı çocuk yapmaya karar verir. Kendi hayallerini gerçekleştirmek, dünyaya kendi elleriyle bir birey yetiştirmek, evlilik ilişkilerini ve aile bağlarını arttırmak için, anne-babayı ya da eşi gibi yakın birisini memnun etmek için, ya da toplum düzenine uymak için. Bu sebepler, çocuk sahibi olmaya farklı açılardan bakar ve farklı yönlerden anlamlar yükler. Ebeveynler, özellikle annelerin sebepleri ne kadar kendilerine ait ve ne kadar güçlü olursa, hamilelik dönemi boyunca yaşanan duygu karmaşasını bir miktar da olda daha rahat yaşayabilirler.
Bir diğer önemli sebep de, planlılık. Eğer ki, eşler planlayarak çocuk sahibi olmak isterlerse, hamilelik dönemi her ikisi için çok daha rahat geçerken, daha önceden düşünmeden ve hazırlık yapmadan hamile kalan anne adayları için, birçok açıdan zorlu olan süreç daha zorlu olabiliyor. Anne adayı, kendisini nasıl bir sürecin beklediğini bilemez olduğundan, zihninde çocuk sahibi olmak için nedenler net değilken, tüm hayatı boyunca yaşayacağı bir sorumluluğu dünyaya getirme endişesi haklı bir duygudur. Bu da doğaldır ki, hamilelik sürecini etkileyecek en önemli duygu olacaktır.
Farklı Beden, Farklı Duygular
Hamilelik süresince annenin duygusal olarak bağlanması annenin ve fetusun sağlığını belirlemede çok önemli bir etken. Annenin duygulanımsal bağlanması, annenin çocuğuna karşı kendisini bağlı hissetme durumu olarak tanımlanır, bu da hamilelik süresince arttığı düşünülen bir durumdur. Bu bağlanma duygusuna birkaç değişik duygu da eşlik edebilir. Bunlar; depresyon veya beden tatminsizliği olarak görülebilir. Bu duyguları hissetmesindeki önemli sebeplerden biri, annenin bir birey olarak özgürlüğünün kısıtlanıyor olduğunu hissetmesi ve hamilelik boyunca birtakım kısıtlamaları yaşamasıdır. Önemli olarak da, kadınlar, bu dönemde kilolarında ve vücut şekillerinde epeyce değişiklikler yaşıyorlar. Zayıflığı idealleştiren toplumlarda, ideal zayıf olma halinden epeyce uzak olmak (yani, fazla kilolu olmak ya da kilo almak), hamile kadınlarda beden memnuniyetsizliğini arttırıyor. Böylece, hamilelik boyunca artan kiloların sonucu olarak, beden memnuniyetsizliği de artar. Eğer fetus artan kiloların sebebi olarak görülürse, büyüyen fetusa annenin duygusal olarak bağlanması azalabilir. Yani, annenin duygusal olarak fetusa bağlanması, beden memnuniyetsizliği yaşamasına ve depresif hissetmesiyle ilişkilidir.
Hamile kadınların diğer yaşadığı kısıtlamalar ise, fiziksel ve psikolojiktir. Fiziksel kısıtlamalar hamileliğin ilk gününden itibaren annelerin ne yediğine, ne içtiğine, nasıl hareket ettiğine dikkat etmeleriyle başlar. Özellikle ilk üç ayında görülebilen mide bulantıları, yorgunluk hisleri, uyku halidir. Psikolojik kısıtlamalar ise, anne adayının hamilelik sürecinin nasıl geçeceğine dair kaygıları, doğumun nasıl olacağı, doğumdan sonra nasıl bir süreç anneyi babayı bekliyor olacak, eşinin sevgisini kaybedecek mi, eşi bebeğini sevecek mi, aile olabilecekler mi gibi endişeleri de beraberinde yaşayabilir.
Bütün bu duygular ve düşünceler yaşanabilir ve her hamile kadının karşılabileceği durumlardır. Burada önemli olan, bu süreci olabildiğince duygusa olarak rahat ve keyifli hale getirmektir. Bunun için aşağıdakilere göz atmakta fayda var.
- Hamilelik dönemiyle ilgili bilgi sahibi olmak ve sizi nelerin beklediğini öğrenmek, süreci biraz daha belirginleştirecektir.
- Hamilelikte yorgun ve endişeli hissetmek normaldir. Böyle zamanlarda bu yaşadığınız durumu yakınlarınızla paylaşmak çok önemli.
- Eşinizle ilişkinizde yaşadıklarınızı yorumlamayı ertelemeyin.
- Bebek doğmadan önceki hazırlıkları birlik içerisinde beraberce yapmaya özen gösterin.
- Her şeyi mükemmel olarak yapmaya çalışmayın. İş yükünü mutlaka eşinizle, yakın dostlarınızla, ailenizle paylaşın.
- Hamilelik döneminde karmaşık duygular yaşanabilir. Bu duyguların anlaşılması hem annenin psikolojik sağlığı, hem de bebeğin sağlığı için oldukça önemli. O nedenle, mutlaka bir profesyonelden destek alınmalı.