Kurumsal Beslenme Danışmanlığı’nı Türkiye’de ilk olarak başlatan ve bu hizmetini 10 seneden beri bir çok firma ile sürdüren Dilara Koçak, Dünya gazetesi yazarı Kezban Karaboğa ile yaptığı röportaj da şirket beslenmesinin önemini anlatıyor.
Sağlıkla ilgili internet siteleri inanılmaz büyüyor. Cep telefonlarına indirilebilen sayısız aplikasyon var. Yeni trend ise şirketlerin hafiflemesi. Kurumsal beslenme danışmanları şirketlerin mutfağına giriyor, şirkettte çıkan yemekleri kontrol ediyor
Hiç merak ettiniz mi yılda hatta bir haftada kaç kez bir diyete başlayıp bıraktığınızı? En azından her pazartesi başlanıyor. Değil mi? Siz kendi hesabınızı yapın. Ben, şimdi başka rakamlardan bahsedeceğim. Nedir onlar? Örneğin, Türkiye Diyetisyenler Derneği’nin verilerine göre Türkiye’de 62 üniversitede Beslenme ve Diyetetik bölümü var. Daha ilginç olan ise şu: Türkiye’de 4 bin 200 diyetisyen görev yapıyor. Üstelik bu sayının yetersiz olduğu belirtiliyor. Çünkü Diyetisyenler Birliği’ne göre her 100 bin kişiye 5 diyetisyen düşüyor. Avrupa Birliği ülkelerinde bu sayı 100 bin kişiye 16-24 arasında değişiyor. Yani daha fazla diyetisyene ihtiyaç var. Nasıl olmasın?
Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de nüfusun yarısı obezite tehdidi altında. Nüfusun yüzde 37’si kilolu, yüzde 32,8’i obez. Ayrıca Türkiye’nin diyabet, kalp, tansiyon hastalıklarına ilişkin verileri de hiç iyi durumda değil. Bu nedenlerle insanların sağlıklı yaşam algısı artıyor. Her geçen gün bir diyete ilişkin özel ürün çıkıyor. Glütensiz, laktozsuz, alkali ürünler… Koşu, bisiklet grupları oluşuyor. Her restoranın menüsünde bir diyet köşesi açıldı. Sağlıkla ilgili internet siteleri inanılmaz büyüyor. Cep telefonlarına indirilebilen sayısız aplikasyon var. Yani her yerde sağlıkla ilgili bir uyaran ile karşı karşıyayız.
İşte tüm bunların sonucu, bu ‘hareketlilik’ bir ekonomi oluşturuyor. Şöyle söyleyeyim:
Son 2 yıl içindeki verilere göre Türkiye’de zayıflamak ve sağlıklı beslenmek için spordan sağlık ürünlerine kadar yılda yaklaşık 9.5 milyar lira harcandı. Bu rakam, Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar Prevalans Çalışmasından-II. (TURDEP-II) Peki, diyorsunuz ki bu girişi ne için yaptın? Diyorum ki sağlık alanındaki hareketlilik şirketlere de yansımış durumda. Yani şirketler de zayıflamak istiyor. Bu nasıl oluyor? İş’in uzmanına soracağız. İş’in uzmanı, Uzman Diyetisyen Dilara Koçak. Koçak, Türkiye’de diyetisyenlik mesleğinin duyulmasına katkı veren ilk diyetisyenlerden. Bakın, neler anlattı. Hadi anlatmaya başlayalım.
Şeflik dahi yapıyoruz
Önce diyetisyenlik mesleği hakkında bilgi aktaralım. Dilara Koçak’tan dinlediğime göre diyetisyenlik çok yönlü bir meslek. Örneğin diyetisyenler hastanelerde çalışıyor. Üstelik hastanelerde çalışırken pek çok şeyle ilgileniyorlar. Ne yapıyorlar? Yoğun bakımdaki hastanın tüple beslenmesi onların görev alanında. Poliklinik yapıyorlar. Yatan hastaların doğru beslenip beslenmediğini oda ziyaretiyle kontrol ediyorlar.
Daha fazlasını Dilara Koçak şöyle anlatıyor: “Diyetisyenler özel sektörde, okullarda çalışabiliyor. Mutfağın olduğu her yerde, gıda firmalarındaki Ar-Ge merkezlerinde görev alıyorlar. Spor merkezlerinde diyetisyenlere yer veriliyor. Eskiden gittiğim televizyon programlarında klinik bilgiler yani hangi hastalığa nasıl beslenmek gerekir diye anlatırdım. Şimdi her konuk olduğum yerde ‘Dilara hanım, bize ne tarif getirdiniz?’ diye soruyorlar. Artık şeflik de yapıyoruz.” Peki, şimdi şirketler ile diyetisyenlik mesleğinin bağına gelelim. Nedir o? İş’in tam adı: Kurumsal Beslenme Danışmanlığı. Dilara Koçak, 2003 yılında ABD’ye, oradaki hastanelerde tecrübe edinmek için gidiyor ve gittiğinde bu işin yurtdışında sektörel olarak çok gelişmiş olduğunu fark ediyor. Döndüğünde, 2004 yılında, ‘Mezura’ adlı şirketini kuruyor.
Kulelerin mutfağını denetledik
Şöyle anlatıyor: “Döndüğümde anladım ki, Türkiye’de diyetisyen olarak yapacağız çok şey var. Bunlardan bir tanesi de Kurumsal Beslenme Danışmanlığı’ydı. Bu nedenle Mezura şirketini kurdum.”
Peki, nedir Kurumsal Beslenme Danışmanlığı? Şöyle anlatıyor Dilara Koçak: “Şirketin kendisine iyi bakması anlamına geliyor. Biz ilk olarak Sabancı Holding ile başladık. Kulelerin mutfağını denetliyorduk. Menü danışmanlığı yapıyorduk. Satın alma süreçlerini kontrol ediyorduk. Diyet menüde neler çıkması gerektiğini menü planlama komitesi ile beraber yönetiyorduk. Sonra Koç Holding’e başladık. Rahmi Bey sağolsun kendi dünya seyahati boyunca çok güzel kilo verdiği için dedi ki: ‘Dilara Hanım, benim başkanlar da kilo aldılar hadi onlara da kilo verdilerim’. O zaman haftada bir gün Koç Holding çalışanlarının beslenmelerini planladık.” Koçak, yeni dönemde çalışmaya başlayacakları şirketlerden de bahsediyor. Bakın, sırada hangi şirketler var.
STFA 400 kilo verdi
Diyor ki Dilara Koçak: “Coca-Cola ile Aktif Yaşam Projesi yaptık. Yıldız Holding Penta Bilişim Grubu’nun 575 kilo hafiflemesini başardık. Geçtiğimiz ay dünyanın en büyük kimya şirketi BASF’yi tamamladık. 250 kilo verdiler. Penta ile yeniden başlıyoruz. Altı ay önce STFA bitti. Onlar 400 kiloya yakın verdiler. İki hafta önce de Roche’a başladık.” Peki, şirketler nasıl zayıfl ıyor? Dilara Koçak’tan öğrendiğime göre önce bütün şirketin taraması yapılıyor. Vücut/ yağ analizleri gerçekleştiriliyor. Şirkette hangi yemek çıkıyor, hangi ürün kullanılıyor belirleniyor. Varsa, iş yerinin hekimi ile koordineli şekilde çalışılıyor. Bu süreç 6 ay boyunca devam ediyor.
Yeni projeler gelecek
Türkiye’de Kurumsal Beslenme Danışmanlığı hizmetini ‘Mezura’ ile ilk yapan şirket olduklarını aktaran Koçak sözlerini şöyle tamamlıyor: “Son 3-4 yıldır şirketler teklif vermeye başladılar. Bu alan gelişecek. Bizim de Mezura olarak yeni projelerimiz var.”
Penta 575 kilo verdi, yeniden başlayacak
Yıldız Holding Penta Genel Müdürü Mürsel Özçelik: “Sağlıklı yaşam programı konusunda Dilara Koçak Mezura Kurumsal ile gerçekleştirdiğimiz program sayesinde, önemli başarılara imza attık. Çalışanlarımızın iş ve özel yaşam dengesini daha iyi kurmaları, sağlıklarını korumaları için önemli bir adım oldu. Dünyaca ünlü şirketlerin yüzde 80’i bu tip kurumsal programları hayata geçiriyor. 2 yıl önce şirket çalışanlarımız 575 kg hafiflemişti. Şimdi yeni bir grup için bir kez daha çalışmaya başladık.”
Roche: Motivasyonu artırıyor
Roche İlaç Çevre İş Sağlığı ve Güvenliği İdari İşler Müdürü Uğur Çomoğlu: “Sağlıklı yaşa dengeni koru” sloganı ile yürütülen iyi yaşam haftasında başladığımız kurumsal beslenme hizmeti için Dilara Koçak ve ekibinden hizmet almaya başladık. Çalışan mutluluğu ve sağlığı için beslenmenin de önemli olduğuna inanıyoruz. Bu amaçla işyeri hekimi ve hemşiremizin de katkıları ile oluşan iyi yaşam ekibimiz her hafta diyetisyen görüşmeleri yapıyor. Bu, motivasyonu artırıyor.”
BASF olarak 250 kg hafifledik, küçük ödüller teşvik edici oldu
BASF İnsan Kaynakları Müdürü Burcu Çınar Özden: “Çalışan memnuniyeti önceliklerimiz doğrultusunda, çalışanlarımız için 5 ay boyunca aldığımız kurumsal beslenme hizmeti ile toplamda 250 kg hafifl edik. Her hafta şirket içi yapılan ölçüm, değerlendirme ve diyetisyen görüşmeleri ile motivasyonumuz arttı ve küçük ödüller teşvik edici oldu. Dilara Koçak ve ekibine teşekkür ederiz.”