




Sürdürülebilir Tercihler
“Sürdürülebilir tercihler” tanımı ile aslında bir yaşam tarzını ifade etmeye çalışıyoruz. Uzun ömürlü tüketim malzemeleri kullanmayı, modanın da yemeğin de hızlısından kaçınmayı, ihtiyaç fazlası tüketimi normalleştirmemeyi, tüketim alışkanlıklarını yerele göre şekillendirmeyi, atığı önce azaltmayı sonra dönüştürmeyi hedefleyen doğaya ve doğala yakın, temiz bir yaşam…
Bu sayede hem bireysel sağlığın ve iyilik halini hem de gezegenimizi ve kaynaklarımızı sürdürülebilir kılmak mümkün olacak. Bu yazıyı da size rehberlik etmesi ve her bireyin kendi hayatını gözden geçirip artıları – eksileri görebilmesi adına zamansız bir yol haritası olarak hazırladık.
Sürdürülebilir bir yaşam için öncelikle tek kullanımlık ürünlerden ve en önemlisi plastikten kaçınmak gerek. 1950’lerden itibaren günlük hayata dahil olan plastiklerin gezegenimize faturası ağır.
Bilim insanlarına göre Dünya artık Antroposen Çağ’ı yaşıyor yani insanın doğayı tahribatı artık geri döndürülemez değişimlere yol açtı. Bunun etkisini en net görebildiğimiz şeylerden biri kirlilik. Pasifik Okyanusu’nun ortasında dev bir atık yığını yer alıyor; hatta bu çöp yığını “7. Kıta” olarak adlandırılıyor. İçinde 7 milyon ton plastik barındırıyor. Bu gözümüzle gördüğümüz kirliliğin, bir de göremediğimiz hali var; o da mikroplastikler. Gözle görünen plastikler gezegenimizi, görünmeyenler ise sağlığımızı tehdit ediyor.
Mikroplastikler 5 mm’den küçük yani çıplak gözle seçilmesi mümkün olmayan parçacıklar. Ama hayatın içinde oldukları için herkes payına düşeni alıyor. Yeme-içme için hazırlama/saklama aşamasından başlayarak kullanılan tüm plastikler ile özellikle kağıt bardaklar, mikroplastiğe maruz kalmanın başlıca sebepleri arasında. Yetişkin bireyler, 1 yıl boyunca 1 inşaat baretine eşdeğer mikroplastik yutuyor.
Son yıllarda mikroplastiklerin sağlık üzerindeki etkilerine dair birçok çalışma yapılıyor. Bu çalışmalara göre mikroplastiklere; spermde, beynimizde, bebek dışkısında, kanımızda, akciğerlerimizde rastlandı. Everest Dağı’ndan toplanan kar örneklerinde, bulutlarda, okyanuslarda, balıkların midesinde mikroplastik bulundu.
Başta midye olmak üzere kıyıya yakın alanlardaki kabuklu deniz canlıları mikroplastik kirliliği açısından balıktan daha riskli. Deniz tuzunda mikroplastik fazla; bu kirliliğe en az maruz kalan kaya tuzu. Sadece yediklerimizle değil cildimizle de mikroplastik alıyoruz. Tüm kozmetik ve bakım ürünleri, deterjanlar, ev temizlik malzemeleri mikroplastik kirliliğinin sebepleri arasında.
Hepimiz iklim iyimseri olabiliriz. Azaltmak, Sadeleşmek, Kararlılık, Bilgi, Duyarlılık ve Uygulama gerektiren bu misyon için kendinize şunları sorabilirsiniz:
1
Kırmızı et ve hayvansal gıda tüketiminiz haftalık ne kadar; bunu ne kadar azaltabilirsiniz?
2
Sebze, meyve, tahıl, baklagil özellikle de filizlendirilmiş baklagil ağırlıklı besleniyor musunuz?
3
Gıdalarınızın ne kadarını yerelden karşılıyorsunuz? Ne kadarı uzak diyarlardan karbon ayak izi bırakarak geliyor? Daha lokal beslenmeye geçebilir misiniz?
4
Dijital teknolojileri kullanırken ne kadar dikkatlisiniz? Mesela online müzik dinlerken ortamda olmasanız da saatlerce çalıyor mu? İşinize yaramayan e-postaları, sohbetleri, SMS’leri siliyor musunuz? Düzenli dijital temizlik yapma alışkanlığınız var mı?
5
Her indirimde kendinizi alışveriş yapmak zorunda hissediyor musunuz yoksa aldığınız her şeyin dünyaya bir maliyeti olduğunu düşünüp geri adım atma iradesi gösteriyor musunuz?
6
İklim krizine dair bilinçlenmek için haberleri takip ediyor, reaksiyon veriyor ve başkalarıyla paylaşıyor musunuz?
7
İhtiyacınızdan fazla kozmetik ve bakım ürünü alıyor musunuz?
8
Toplu taşıma ya da bisiklet kullanıyor musunuz? Yakın mesafeye yürüyor musunuz yoksa her yere özel aracınızla mı gidiyorsunuz?
9
Dışarıda yemek yerken tabağınızdakileri ve suyunuzu bitiriyor musunuz? Bitirmediğinizi yanınıza alıyor musunuz?
10
Plastik tüketiminiz ne kadar?