‘Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım’ atasözünü hepimiz biliyoruz, gerçekten tatlı şeylerin insanı mutlu ettiği doğru. Hatta sadece yeme fikri bile yüzümüzde bir gülümsemeye neden oluyor.
İtiraf ediyorum bende tatlı yemeyi seviyorum. Hiçbir danışanıma da tatlı yemeği yasaklamıyorum. Ama her şeyde olduğu gibi dengeyi sağlamak, miktarına ve sıklığına dikkat etmek çok önemli. Tatlı yemeyi sevmek ev arada tüketmekle ona bağımlı olmak arasında çok büyük fark vardır.
Örneğin uzun süre tatlı yemediğinizde canınız tatlı istemez hiç aklınıza gelmez, ama bazen öyle günler ve haftalar olur ki her gün tatlı yemeden rahat edemezsiniz. Her yemek sonrası bir tatlı ararsınız, ara öğünlerde şeker içeriği yüksek besinlere yönelirsiniz hatta gece çikolata yemeden uyuyamaz hale gelirsiniz. Bu durum birkaç sebepten kaynaklanıyor olabilir.
- Tatlı yemek alışkanlığınız haline gelmiştir ve damak tadınızı o şekilde geliştirmiş olabilirsiniz.
- Psikolojik olarak tatlı tüketmenin sizi daha mutlu ettiğine ve tatlı yemeye ihtiyacınız olduğunuza inanıyor olabilirsiniz.
- İnsülin ile ilgili herhangi bir problem yaşıyor olabilirsiniz ve kan şekeri dengesizliğinden dolayı canınız tatlı yemek istiyor olabilir.
Endişelenmeyin, bu üç durumu da çözmek ve tatlı krizlerini yenmek mümkün. Sürekli tatlı yeme ihtiyacı, açlık halinde konsantrasyon güçlüğü, sinirlilik, yemekten 3 -4 saat sonra anormal acıkma ve gece tatlı isteği gibi şikayetler insülin metabolizmasında bozukluğu düşündürür, özellikle fazla kilonuz varsa ve bu yağlanma karın bölgenizde dikkat çekici ise mutlaka bir endokrinoloji ve metabolizma uzmanına danışın. Sadece açlık kan şekerine bakmak böyle bir durum için yeterli değildir. Mutlaka insülin ve glikoz metabolizması beraber değerlendirilmelidir. Hatta fazla kilolarınızın sorumlusu bu bozukluk olabilir. Yedikleriniz enerji olarak kullanılamayıp yağ olarak depolanıyor olabilir.
Tatlı isteğiyle baş edebilmek için beslenme çözümleri;
- Kahvaltıyı atlamayın ve kahvaltınızda mutlaka sizi uzun süre tok tutacak ve kan şekerinizi dengeleyecek protein kaynağı bir besine yer verin. Yumurta, peynir, süt veya yoğurt iyi seçimlerdir.
- Eğer gün içinde 1-2 ara öğün yapmayı deneyin. Böylece ana öğüne kadar çok acıkmamış ve kan şekeri dengenizi daha iyi sağlamış olursunuz.
- Günlük beslenmenizdeki basit karbonhidratları kompleks olanlarla yer değiştirin. Kompleks karbonhidratlara yönelmek için beyaz ekmek yerine tam tane tahıllı ekmekler, pirinç yerine bulgur,kinoa, karabuğday, kuru baklagilleri tercih edebilirsiniz.
- Gün içinde yeterli lif almaya özen gösterin, lifli besinler daha uzun süre tok kalmanıza yardımcı olarak tatlı krizlerini önleyebilir. Tam tane tahıllı besinler, kuru baklagiller, sebze ve meyveler lifli besinler arasındadır.
- Açlığa karşı herhangi bir hassasiyetiniz, bozulmuş glukoz toleransı, hipoglisemi ve insülin salınımında bozukluk, prediyabet veya diyabet gibi bir teşhisiniz varsa tek başına karbonhidrat tüketmeyin. Yanına mutlaka protein ekleyin. Protein şekerin daha yavaş emilmesini sağlar. Ara öğünde meyvelerinizin yanına badem, fındık, ceviz veya süt grubu besinler ekleyebilirsiniz.